“NORMAL” VELİLERİN DRAMI

Geçen dahil olduğum veli gruplarından bir tanesinde (evet okuluydu, sporuydu, klübüydü, yaz okuluydu  derken kaç tane veli grubuna üye olup çıkamadığımıza şaşarsınız) Hürriyet’ten Nuran Çakmakçı’nın bir yazısını paylaştılar. Hürriyet’i el değiştirdiğinden beri değil, ben istifa ettiğimden beri okumadığım için bence hoş ve faydalı yazılar kaleme alan Nuran Çakmakçı’nın yazılarını çoğunlukla kaçırdığım doğrudur. Ancak böyle biri bir yerde paylaşırsa…

Bu yazısında da ‘Okulların yeni nesil annelerle sınavı’ demiş ve bu yeni nesil annelerin bir portresini çizmiş. Çok bilen, çok takip eden çok süper anneleri gayet gerçekçi bir bakış açısıyla anlatmış, kendisinin yazı arşivinden bulup okuyabilirsiniz.

Ben de çok kısa (çok yoğunum bu hafta sonu, fazla zamanım yok ve sizi boş bırakmak istemedim) bu annelerle aynı grubun içinde olmak zorunda kalan annelerin dramından bahsetmek istiyorum.

Dram diyorum evet çünkü ne kendileri rahat edebiliyor, ne çocukları rahat edebiliyor ne de size huzur veriyor bu veliler. Yarabbi böyle bir şey olamaz, bir kadın nasıl olur da heeerrrr şeyi mesele yapabilir aklım almıyor.

Çocuk yemekleri beğenmiyor, mesele

Yemeği beğeniyor, ikinci tabağı istiyor ama kalmamış oluyor, mesele

Kantinde sandviç var, gidip onu yiyorlar yemeği yemiyorlar, mesele

Kantinde sandviç yok, yemeği beğenmezse bisküvi yemek zorunda kalıyor, mesele

Çocuk bilmemne klübüne giriyor ve klüp etkinliklerine katıldığı için dersler geri kalıyor (itiraf edeyim benim gibi tipler bunlar biraz), mesele

Çocuk klübe giremiyor çünkü kontenjan dolmuş, mesele

Okul sıcak çocuklar terliyor, mesele

Okul soğuk çocuklar üşüyor, mesele

Dersler iyi acaba notlar ne kadar gerçeği yansıtıyor, mesele

Dersler kötü ama ortalama düşüyor ne olacak şimdi, mesele

Öğretmen çocuklara sert yapar vay dersten soğutacak derler, mesele

Öğretmen iyi davranır ciddiyetsiz bulunur bu kez, sınıfa hakim olamıyor denir, mesele

Yan sınıfın ortalaması daha yüksek onların derslerine daha başarılı öğretmenler mi giriyor, mesele

Bizim sınıfın ortalaması daha yüksek acaba çocuklarımızı çok mu itiyor, bunaltıyor öğretmenler, mesele

Okul takımına girer, spor aktivitelerine katılır, öğretmen dersten alıp maça götürür, ders kaçar, mesele

Okul takımına seçilemez, vay çocuğun özgüveni ne olacak, mesele

Sevgili okur on sayfa yazarım, kitap yazarım bu konu üstüne, bu gözler neler okudu, kulaklar neler duydu inanamazsın.

Peki, bu velilerin bitmek tükenmek bilmeyen taleplerini okumak durumunda kalan, bunlarla aynı whatsapp grubunda olan veya bu velilerle veli görüşmelerinde aynı sırada bekleyip aynı öğretmenle ilgili şikayetleri tekrar tekrar ilgiyle dinlemek zorunda kalan velilerin dramı?

Bizim kabusumuza kim ses olacak?

Gruptan çıksan çıkamıyorsun çünkü zaman zaman önemli paylaşımlar olabiliyor, haberdar olman gerekebiliyor, kalsan gönül razı değil. Müdahale etsen, o kadar ayrı dünyalarda yaşıyorsunuz ki ne desen karşı tarafa geçme imkanı yok, gereksiz sinir savaşı olacak. Ses etmiyorsun bu kez ilgisiz olduğuna kanaat getiriliyor. Bir şeye müdahale etmeye karar veriyorlar. Misal 140 yıldır orada zangoç gibi duran okulda on tane veli –kimselerin düşünemediğini düşündü- ve bir şey değiştirecek. Herkesi katılmaya davet ediyorlar. Sen öyle düşünmüyorsun ve katılmıyorsun ve kızıyorlar. Katılım olmadığı için sesimizi duyuramadık diyorlar bu kez. Katılım olmaması geri kalan 990 velinin sizinle aynı fikirde olmamasından olabilir mi? Bu akıllarına gelmiyor mesela, o 10 veli tüm dünyayı kendilerinden ibaret zannediyor ve öyle davranıyor ve çocuklarını da bu kafayla yetiştiriyorlar.

Sonra bunların çocuklarına biri “zırt” diyor, çocuklar ağlamaya başlıyor. Ağlamak evet. Lisede. Aklınız alıyor mu? Neden? Çünkü daha önce “zırt” denmemiş ki, ergen şok!

Ve bu veli gruba dönüp diyor ki mesela, benim oğlum şu sebepten ağlamış bugün okulda. Ve hesap soruyor ya da hesap sormaya gidecek yanına adam arıyor.

İnanılmaz.

Sevgili Nuran Çakmakçı yazısında daha küçük yaşta çocukların velilerinden bahsetmiş sanırım ama ilerleyen yaşlardaki bazı velilerde de durum çok farklı değil. Nuran’ın çocuğu var mı bilmiyorum ama veli olayı bir hayli uzun zamandır böyle, pek yeni değil bu durum. Hatta şöyle diyeyim, ben o kadar uzun zamandır maruz kalıyorum ki bu olaylara artık nötralize oldum. Okuyorum ama bana geçmiyor, benden sekiyor. Çok ciddiyim.

İyi ki kısa yazdım dimi, ne biriktirmişim…

İlgili veli, ilgili anne olmaksa ben ilgili bir anneyim, müdahil bir insanım tarz olarak, bilen bilir.

Ama yapmayın bu kadar da değil.

Hakikaten fena abartan bir kitle var. Hakikaten komik oluyor.

İnsanların o an yüzünüze söylemiyor olması veya “gruba yazmıyor” olması içlerinden veya gıyabınızda “hasta bu” dediği gerçeğini değiştirmiyor.

Sakin ve sağlıklı günler dilerim.

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)