KUZU’YU ÇİPLEDİK

Selam sana sevgili okur. Bu hafta insanlık için küçük bizim için büyük bir adım attık. Benim toruna çip taktırdık. Kuzu artık nüfusa geçti bana zimmetlendi. Atahan’a hemen mesaj attım dedim ki oğlum kediyi nüfusa geçirdim artık mirasımızda hak sahibi ona göre akıllı ol. Atahan’dan cevap geldi mi? Hayır. Oğlumla whatsapp yazışmalarımız benim sayfalar dolusu yazmam ve onun bana; “ok”, “ayn”, “tamamdır”, “sonra arayayım” şeklinde cevap vermesiyle ilerliyor. Komik bir şey yazdığımda random gülme atıyor “asfjasfjasf” gibi. Ya da mavi tık oluyor ama okumuyor. Bulunduğu yere gayet hızla alışması, arkadaş grubu olması, keyfinin yerinde olması bizi mutlu ediyor. Tam bağımsızlığını ilan etmesi de. Randevuyla konuşmamız gerekiyor sadece ama napalım….

Neyse, bu haftaki konumuz Kuzu bey. Kuzu artık benim TC’ye işlendi. Bu işin çıktığı yerden ve alt amaçlardan işkilleniyorum evet ama şu var;

1)     Kuzu’nun bana zimmetlenmesinde bir sakınca yok.

2)     Çip’in bir zararı olmayacağını veterinerimiz teyit etti.

3)     Veterinerimiz 1 Ocak itibariyle çipine işleyemeyecekleri hayvanlara aşı yapamayacaklarını söyledi.

Peki dedim sokak hayvanları ne olacak? Sokak hayvanlarını da getiriyorduk? Orası net değil dedi. Belki ilacını ameliyatı falan yapacaklar da aşı yapamayacaklar…

Bilemiyorum…

Neyse Kuzu’nun çipi takıldı, karma, kuduz ve iç parazit aşıları yapıldı. Veterinerimiz Hasan Hoca dış parazit damlasını bana verdi ben sonra ensesine damlatıcam. Önümüzdeki ay da gelip lösemi aşısını yapacak. Bunlar defterine işlenecek. Bu aşıların çıkışını yapabilmesi için bir çip numarası lazım o numara da bizde var artık. Durum bu.

Gelelim detaylara. Çip iğnesi normal iğneye benziyor ama irisi. Çip pirinç tanesi kadar bir şey. Üstünde bir kod numarası var. Bunu Kuzu’nun sırtına taktı. Biraz acıdı ama kulak deldirir gibi, anlık. Aleti üstünde gezdirince ötüyor, ateş ölçer gibi, bir numara çıkıyor, o numarayı sisteme girince de hem kedimizin özellikleri, adı hem de ben ve Sarhan çıkıyoruz. 2. Kişi olarak da Sarhan yazıldı yani. Hasan Hoca Atahan’ı yazayım dedi, dedim Atahan yok ki, doktor olmaya gitti. Ben her fırsatta bunu dile getiriyorum muhakkak. Neyse, TC’lerimiz, telefonlarımız vs. işlendi. Bu iki amaca hizmet edecek;

1)     Kuzu’yu bir yere atıp kaçarsak (töbe töbe) bulduklarında gelecekler

2)     Kedimiz kaçarsa bulduklarında gelecekler

Her türlü kedinin (veya köpeğin) yararına aslında. 

Biz bu işlemleri evde yaptırıyoruz çünkü Kuzu beyi kedi kafesine koyamıyoruz. Böyle bir durum var. Güçlü de sıpa, girmiyor. Bu sebeple Hasan hoca sağ olsun bize geliyor. 

İlk gün çok ellemedik, zaten karma aşı ateş yaptığı için tüm gün uyudu Kuzucuk. Taramadık, sırtına dokunmadık. İkinci gün de sırtına ellemedik taramadık. Üçüncü gün sevmeye başladık sırtından ama hala taramadık. Tarama işini biraz daha öteliycem, beşinci gün falan tararım sanıyorum.

Atlamasında, sıçramasında, koşmasında bir sıkıntı yok. Gayet rahat, ele de bir şey gelmiyor, sıkıntı yok şu anda. Allah korusun kedimiz kaçarsa, çok insancıl bir kedi olmadığından ilk etapta insanlara yanaşmayacaktır. Ama acıktıkça ve üşüdükçe bir yere, bir apartmana bir daireye girmeye çalışacaktır çünkü buna alışık. İşte o zaman o insanlar, ya bu ev kedisi belliki, çip varsa ailesini buluruz deyip bir veterinere götürürlerse -ki ben öyle yaparım- Kuzu’muza kavuşuruz. Çünkü biliyorsunuz, kediler çok sessiz hayvanlar, bazen kaşla göz arasında kapının arasından sıvışıveriyorlar.

Bunları düşünerek ve aşılarını da ihmal edemeyeceğimizden çiplendik rahatladık sevgili okur. Biliyorum, talimatın geldiği yer hepimizi işkillendiriyor ama şöyle değerlendirelim, evimizdeki, artık ailemizin bir ferdi olmuş canlıyı kaydımıza geçirmekte sakınca yok. 

Bizde durumlar böyle sevgili okur. Sen de iyisin umarım. Moralini yüksek yaşam enerjini sağlam tutmaya bak. Unutma, önce sağlık. Sağlığımızı korumaya bakıcaz. Gerisi nasılsa hallolur. 

Ilık bir hafta dilerim.

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)