KİM GİBİSİN?

Bu yazıda geçen isimler tamamen örnek (misal) amaçlı olmaktadır, sakin. 

Bu haftanın gündemine, dedikodularına, tepki çekenlerine bir baktım da sevgili okur, yine kelimeler kifayetsiz aslında, yine ne desem boş ama heyhat… Yazacağız el mahkum…

Yaşamda, olaylar gelişirken hepimizin ayağının sürçtüğü oluyor değil mi? Hata yapabiliyor, yanlış düşünebiliyoruz, insanız sonuçta. Önemli olan yanlıştan ders almak ve hızlı öğrenmek sanıyorum. Aynı yanlışı tekrar tekrar yapmamak mesela önemli. Çünkü niye yapasın değil mi? Bilhassa bu değilsen eğer yapmazsın da zaten.

Ben davranışlarımı, duruşumu, karar ve tavırlarımı belirlerken karşıma çıkan diğer örneklere dikkat etmeye çalışıyorum. Bir konuda çok kesin bir kararım oluyor mesela, çok eminim, çok netim ve bir bakıyorum -atıyorum- Melih Gökçek de aynı fikirde. Ben bakıp görmüyorum bunu çünkü kendisini sosyal medyada takip etmiyorum ama biri paylaşıyor mesela ve aaa o da aynı şeyi yazmışsa…

Durup düşünüyorum. Bu kimse ile hayat görüşlerimiz, olaylara yaklaşımlarımız, tavırlarımız ne kadar benzer olabilir? Biz ne kadar aynı fikirde olabiliriz mesela?

Dimi?

Bir haber okuyorsam ve bu haberle ilgili aklımdan bir şey geçiyorsa ve ardından bir şekilde Akit gazetesinin de bir yazarı veya manşeti önüme düşüyorsa ve benzer bir yerden yaklaştıysa…

Durup düşünüyorum. Bu yayın ile aynı çizgide olma ihtimalim nedir?

Bakın bunu alın ve hayatta yapacağınız her davranışa, tepkiye, modele ekleyin ve göreceksiniz olaylar nasıl doğru perspektife yerleşecek.

Tıpkı yabancıların “İsa olsa ne yapardı?” demesi ve doğru davranmak için bu sorunun cevabı üzerinden hareket etmeleri gibi.

Bir davranışta bulunuyorsanız ve aynısını, atıyorum, Demet Akalın da yapıyorsa mesela, durup düşünmeli ve demelisiniz ki “evet, ben tam bana yakışanı yaptım çünkü bak Demet de aynını yaptı”. Veya “bu olmadı”… Artık size kalmış, kendinizi kim gibi konumlandırıyorsanız, kim iseniz o.

Benim var, bazı insanlar var ve isim vermeyeyim şimdi o insanlar gibi düşünme ihtimalim yok. Öyle davranma ihtimalim yok. Bambaşka kafalardayız çünkü. Bu kimselerle ya da kurumlarla aynı reaksiyonu veriyorsam eğer, hemen duruyorum. Çünkü, yok, ı ıh, sanmam… Çok zor…

Ha, olmaz mı? Gün gelir aynı şeyin söylendiği de aynı davranıldığı da olmaz mı? Olur. Karşındaki tam aksi şekilde, kendi gibi değil bambaşka şekilde davranırsa olur. Atıyorum, Akit, Cumhuriyet’i laikliği, Atatürk İlke ve İnkılaplarını överse olur. Bir bakarız ki aynı tarafa düşmüşüz. Ben bunlara karşı çıkarsam mesela, olmaz. 

En pelte, en kemiksiz, omurgasız insanın dahi bir davranış modeli vardır. Bir reaksiyonu vardır. Benim yöntemim kendi reaksiyonlarımın, davranışlarımın kimle benzeyip kimden ayrıldığı konusunda dikkatli davranmak. 

Hiç olmayacak biri gibi davrandıysam hemen durmak.

İnsanın kendini komik duruma düşürmesine hayli mani olur, tavsiye ederim.

Sağlıklı haftalar dilerim.

 XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)