BÜYÜK MUTLULUKLAR

Merhaba sevgili okur, öncelikle sana ailecek bizi çok mutlu eden, bizi çok gururlandıran bir haber vermek istiyorum. İzin verirsen sosyal medya hesabımda paylaştığım metni aynen aşağıda bir paragraf olarak paylaşayım. 

‘Atahan eğitim konusunda hep ciddi oldu. Notre Dame de Sion Fransız ortaokulundan mezun oldu. Sonrasında 5 yıl boyunca Saint Joseph Fransız Lisesi’ne gitmek için sabah 05:00’te kalktı. Bahçeşehir’den Moda’ya okuluna gitti. Beş yıl boyunca defalarca derece yaptı, onur öğrencisi oldu. Her yıl başarılı olmalıydı, her sene ortalaması yüksek olmalıydı. Tek bir sınavla değil 5 yıl boyunca olabileceğinin en iyisi olmalıydı. Oldu. 9 yıl süren emek, disiplin, ve hep çok çalışma… Atahan, Fransa’nın tartışmasız en iyi Tıp Fakültelerinden birinden, Lille Tıp’tan kabul aldı. 1559 yılında kurulan Universite de Lille de Medecine Henri Warembourg ‘a kaydını yaptırdık. Ne kadar gurur duysak az. Aferin oğlum. Çok kıymetlisin. Senin annen baban olmak ne büyük onur.’

Diyeceksiniz ki kadın sevindirik olmuş, evet oldum yalan değil. Alnıma yazıp gezebilirim o derece. Çok mutluyum çünkü çocuğumun ne kadar emek verdiğini biliyorum ve emeklerinin karşılığını alabilmesi bizi çok mutlu ediyor. 

Hayat adil değil sevgili okur. Hepimiz biliyoruz ki hayat haksızlıklarla, adaletsizliklerle, saçmalıklarla dolu. Bir şeyi ne kadar  hakkını vererek yaparsan yap olaylar bambaşka gelişebiliyor. Sen ne kadar başarılı olursan ol işler ters gidebiliyor. Normal koşullarda “nasip-kısmet” deyip geçtiğimiz bu durumla çocuklarımız ne kadar geç tanışırsa kar. Ben böyle hissediyorum. “Ben ne yaparsam yapayım olmayabilir” duygusunu ne kadar geç öğrenirlerse kar. Bu gencecik yaşlarında “yeterince istersem, emek verirsem ve çalışırsam başarırım” duygusuyla yetişmelerini, bunu böyle hissedebilmelerini dilerim, hepsinin, tüm gençlerimizin. Kişiliklerinin, kimliklerinin oturduğu bu genç yaşlarda hayata ve kendilerine olan inançlarının kırılmamasını dilerim. 

Buradan yola çıkarak, çok çalıştığı ve arzu ettiği bir şeyi başarmış olması başardığı şeyden fazla mutlu etti bizi. Karışık mı anlattım? Yani çocuğumuzun elde etmek istediği şey için yıllardır verdiği mücadelenin sonuçsuz kalmaması elde edilen kadar hatta daha kıymetli bizim için. 

Ve elbette oğlum doktor olacak diye de feci seviniyorum, o da bonusu oldu açıkçası.

Fransa’daki Tıp fakültesine kaydını yaptırdık. Buradaki üniversite sınavına hazırlanmaya devam ediyor. Fransa’ya yönelik ayrı burası için ayrı hazırlanıyordu ve zor bir şey bu. İkiye bölünmüş gibiydi çocuk kaç senedir. Fransa çıktı aradan şimdi. Sınava kaldı 2 ay. Burada da Allah yolunu bahtını açık etsin, hem benim oğlumun hem bütün gençlerin. Türkiye’de genç olmak kolay değil. Yolları açık olsun hepsinin.

Bu böyle bir yazı oldu. Çok evden. Babası da ben de çok gururluyuz, çok mutluyuz. 

Bu arada ben tabii mübalağalı duygular insanı olarak;

Ben: Oğlum ben kart bastırayım Doktor Atahan Erel diye üstüne mail adresini yazalım ahahahaha

Atahan: …… İstersen önce tıp fakültesini bitirmemi bekle de komik olma ama sen bilirsin tabi

Ben: Şu aşamada “komik olmak” benim için dert midir sence? Umurumda olur mu sence benim?

Atahan: Sen böyle yapıyorsun ya ben hakikaten gidip garip bir şey yapacaksın diye çok geriliyorum anne.

VEYA    

Ben: Oğlum babanla Eyüp Sultan’a gidicez, yemeklerin dolapta, lokum dağıtıcaz

Atahan: Lokum mu dağıtacaksınız??

Ben: Adak yapmıştım ben senin Fransa kabullerin için, adağım yerine geldi, şimdi gidip söz verdiğim şeyleri yapmam lazım.

Atahan: Anne yarım yamalak dini bilgilerinle bir şeyler yapıyorsun çarpacaksın hepimizi, senin yüzünden bana bir şey olacak, sen karışmasana bu işlere, ananeme bıraksana bu işleri

Ben: Neden yarım yamalak oluyormuş benim dini bilgilerim?

Atahan: Ananeme bırak bu işleri anne, bak ciddiyim, başımıza iş açacaksın

VEYA

Ben: Atahan sana beyaz önlük alayım mı medikalciden, üstüne Atahan yazdırayım mı?

Atahan: …..

Ben: Sana stetoskop alayım mı oğlum? İster misin annecim?

Atahan: …..

Ben: Atahan sana üstünde Atatürk imzası olan ameliyat berelerinden alayım mı?

Atahan: Anne seni anlıyorum ama en azından ben 3. Sınıfa gelene kadar beklemen gerekiyor.

Ben: ……… Ben beğendiğim şeyler buldukça alıp kenara kaldırayım sen zamanı geldiğinde beğenirsen kullanırsın.

Atahan: ……….

Ben: Tamam sen bana bırak, ben takılıcam kafama göre ya, benim de heveslerim var kendime göre, Allah Allah

Atahan: Takıl sen tamam, kıyamam.

Ne acayip bir duygu yav sevgili okur. İnsan kendi başardığı hiçbir şeyden bu kadar gururlanmıyor. Sen kendin bir şey başarıyorsun, bir şey üretiyorsun, hayatta bir noktaya ulaşıyorsun. Kendince diyorsun ki “bunu da yaptım” ve koyuyorsun kenara. Okullar okuyorsun, kitaplar yazıyorsun, işlere giriyorsun, terfiler alıyorsun, paralar kazanıyorsun, yatırımlar yapıyorsun ve bunları hep “ZATEN yapman gereken şeyi iyi şekilde yapmış” gibi değerlendiriyorsun. Ödevini iyi yapmak ve tam not almak gibi. Bir iç rahatlaması duygusu yani. AMA. Ama insanın çocuğu için hissettikleri çok acayip. O bir şey yaptığında böyle köpük köpük için kabarıyor. Çok mutlu oluyorsun, çok gururlanıyorsun. Çok daha yüksekten hissediyorsun duyguları. İnsan sadece evladı için bu kadar kendinden çok sevinebilir. Şöyle söyleyeyim o okula ben girsem bu kadar sevinmezdim çünkü (affedersin) “lan nasıl okuyacam ben burayı 9 sene” diye bir tırsma-yılma gelirdi bak. Bak bunu itiraf edeyim.

Bu hafta çok bana dair bir yazı oldu biliyorum, sana kalbimi açtım sevgili okur. Lütfen maşallah de, Allah benim çocuğumu da hepimizin çocuklarını da nazarlardan kem gözlerden korusun. 

Haset ve haris insanlar kendi başlarını yesin. 

Seviyorum seni sevgili okur, iyi ki varsın. Daha büyük mutlulukları senin için diliyorum tüm kalbimle.

Şahane bir hafta dilerim. 

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)