BERABER TAKILMA SANATI

Bu haftaki yazım gençlere veya siz çocuklarınıza yazımın linkini atarsınız bilemiyorum. Gerçi gençlerdeki okuma durumuna bakarsak bir paragraftan sonrası onlara bla bla bla bla  diye geliyor olmalı ama yine de bir şansımı denemek istiyorum. Kendimi kısa ve öz şekilde anlatmaya çalışıcam.

Bu hafta eşim ile ayrı düştük dört gün kadar ve bir kez daha anladım ki gerçekten insanın en yakın arkadaşı evli olduğu kişi. Öyle bir evlilik yapmaya çalışın sizde yani. Evlendiğiniz kişi sadece sevgiliniz değil dostunuz da olsun aynı zamanda. Aradan 30 yıla yakın zaman da geçse, gittiğinde canınız çok sıkılsın, gelmesini dört gözle bekleyin.

Konuşamadığın, benzer zevkler paylaşamadığın bir insanla evlilik hakikaten çok lüzumsuz. Biz mesela ayrı ayrı tatil yapmıyoruz. Şunu kastediyorum, ben hiçbir zaman oğlumu alıp yazlığa üç ay gitmedim. Biz aile olarak birlikte gittik birlikte döndük. Kimse benden bunu talep etmedi ben öyle davrandım. Çünkü Sarhan olmadan sıkılacağımdan emindim. Sıkılırım çünkü ben. Şu an da sıkılıyorum. Çünkü Malta’da ve ben gelmesini bekliyorum. 50 yaşımda koca kadın. İstanbul’un göbeğindeyim, arkadaşlarım var, altımda arabam, cebimde param… Gezerim, tozarım, arkadaşlarımla takılırım, kaç yaşında insanım yani. Sıkılıyorum ama içimden gelmiyor. İstiyorum ki kocam gelsin, beraber film izleyelim, patlamış mısır yiyelim, dondurma yiyelim, beraber yürüyüş yapalım, beraber spor yapalım, beraber kediyi sevelim, beraber oğlumuzu görüntülü arayalım, beraber yemek yapalım… O varken zevkli bir şey yapmak. Yemek falan yapmıyorum, mesela ekmeğe labne sürüp yiyorum, çünkü Sarhan yok ve kim uğraşacak yani şimdi.

Evlilikte dost olabilmek çok önemli. Bir aradayken başkasına ihtiyaç duymamak, birlikte zaman geçirmekten gerçekten mutlu olmak, ortak zevkleri ve  mizahı paylaşmak çok önemli. İnsanın hayatındaki insanla konuşabilmesi, takılabilmesi lazım. 

Evli olmasam da onunla zaman geçirirdim diyeceğiniz insan ile evlendiyseniz çok şanslısınız. Ve sevgili gençler, uzun vadeli beraber olmayı planladığınız insanla gerçekten anlaşabiliyor musunuz ona bakın. Mesela zor zamanınızda, ameliyat oldunuz diyelim, direnlerinizi boşaltacak mı? Barda sizinle dans edecek mi? Korku filmini sizinle izleyecek mi? Elektrikler kesildiğinde sizinle Monoply oynayacak mı? 

Ben sanat severim, resim, müzik, bale, sinema, tiyatro, opera. Bazılarını diğerlerinden fazla severim ama hepsine giderim. Resim almayı, bakmayı, şarkı söylemeyi ne bileyim seramik sergilerini falan hepsini severim, Sarhan da sever. Arkeoloji çok olmazsa olmazım değil mesela. Sarhan taş sever, aman Yarabbi bayılır. Bir Avrupa ülkesine gittiğimizde ne kadar taş toprak kalıntı varsa gider tek tek bakarız. Ben bir tık sıkılmama rağmen saatlerce onunla kırık sürahi bilmem ne bakarım. Of demem. Kültür işte der takılırım. Onun aldığı zevki asla almamakla birlikte boşver şimdi de demem. Ben de kuyumcu gezmeyi severim. Kuyumcu gezmek erkeklerin maddi ve manevi olarak çok bayıldığı bir etkinlik olmamasına rağmen dünyanın her yerinde ve Türkiye dahil her kuyumcunun vitrininde en az on dakika durmama bir şey demez Sarhan.  Girerim, takarım, pazarlık yaparım, fotoğrafını çeker anneme atarım Sarhan bekler beni benim onu beklediğim gibi.

Birbirimizin zevklerine de itibar ederiz, kendi zevklerimizden de vazgeçmeyiz.  Çünkü iyi arkadaşız biz. Nasıl bir arkadaşınızla dışarı çıktığınızda o size -atıyorum- “Şu Zara’ya bir bakalım mı?” dediğinde “Hayır” demiyorsanız adama da demeye gerek yok. O da size demeyecek. Birlikte takılacaksınız. Evlilik tam da bu, birlikte uzun yıllar takılma sanatı. 

Boşanmalar çok arttı. Evlenmeden önce iyi düşünün, ailelerinizi yok yere dünya kadar masrafa sokmayın. Sadece seviştiğiniz değil, konuştuğunuz da insanla evlenmeye çalışın.

Mutlu bir hafta dilerim. 

xxx

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 20 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

www.instagram.com/mehtaperel

X.com (twitter)/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)