BAŞÖRTÜSÜ OLAYLARI

Ve Gezi Parkı

Yakından tanıyanlar bilirler, tesettürle ve/veya tesettürlü kadınlarla asla meselem olmamış hatta iş hayatında özgürce çalışabilmeleri/yer bulabilmeleri için çoğu zaman pozitif ayrımcılık yapmışımdır. Her şey bir tarafa Allah korkusu olan bir insanım ve Allah’a inancını benden daha başarılı bir şekilde yerine getiren birine davarlık yapmam.

 

Tesettürlü bir kadına baktığımda hep şunu düşündüm; “Ben saçımla başımla o kadar haşır neşirim ki, doğrusu bu olduğu halde zaaflarım yüzünden yapamıyorum. O da kadın ve bu zaaflarını aşabilmiş. Helal olsun”.

 

Okuma hakları olsun, kendilerine yapılan eleştirilere karşı olsun, iş hayatında var olabilmeleri olsun elimdeki imkanlar dahilinde daima destekledim, kolladım, sahip çıktım.

 

Bu son olaylardan sonra şöyle bir şey farkettim. Gördüm ki o anda etrafta ne yaşanırsa yaşansın, tartışma konusu ve gündem ne olursa olsun konu bir şekilde dönüp dolaşıp “ama biz türban yüzünden çok eziyet çekmiştik” gibi bir yere geliyor.

 

Kimse aksini söylemediği halde buraya geliyor. Çoğunluk bu durumu ayıpladığı halde buraya geliyor. O anda gözü çıkan birisinden bahsediliyorken de buraya geliyor. Doğuda tecavüze uğrayan Kürt kadından bahsederken de buraya geliyor. Bir taraftan “bana baktığında benden önce başörtümü görüyorsun” deniyor ama bir yandan her tartışma buradan tartışılıyor. Başı açık biri her konuyu “başı açık diye bacağına kezzap sıkılan kızlar” noktasından tartışmıyorsa sen neden yapıyorsun bunu?

 

Neyse mesele bu değil, isteyen istediği dilde tartışır. Bu bir köşe yazısı ve ben bir gözlemimi paylaştım sizinle. Mesele başka…

 

Mesele Gezi Parkı gibi bir yerden geldiğimiz nokta. Nasıl oldu bilmiyorum ama (konuyla ilgili videolar vali tarafından reddedildiği halde) başını örten kadınlar tarafından, başı açık olanlar ciddi dışlanmaya başladık. Evet, durum bu ne yazık ki, bizi dışlıyorlar. Yani bana bakıyor ve benden önce saçlarımı görüyor ve direkt “kötüyüm” ben. Nasıl mı anladım?

 

Oğlum ve kocamla (isim de vereyim) Bahçeşehir Migros’tan mutfak alışverişimizi yapıp çıktık. Bilenler bilir buranın otoparkı geniştir ve sürücüler genellikle acemidir. Ben park ettiğim noktadan çıkmış ilerlemeye çalışırken bir başka araç hiçbir aynasına ya da arkasına bakmadan hem telefonla konuşup hem geri geri gelmeye başladı. BURADA BİR DURALIM.

Bundan kısa bir süre önce bizim bölgede yine bir acemi kadın sürücü otomatik aracının fren diye gazına basıp bir pastaneden içeri arabayla girdi ve orada çocuğunun okuldan çıkmasını beklerken çay içen bir annenin ölümüne pek çoğunun da yaralanmasına sebep oldu.

 

Biz şehir dışında yaşıyoruz. Pek çok kadın buraya taşındıktan sonra mecburen araba kullanmayı öğreniyor ve acemiliklerini Bahçeşehir içinde fink atarak geçiriyorlar. Yani buranın durumu bu! ŞİMDİ BU EK BİLGİYLE YAZIYA DÖNELİM.

 

Kadın hem cep telefonuyla konuşup hem de arkasına bakmadan geri geliyor. Bir yandan da direksiyonu kırdığı için tam üzerimize geliyor.

 

Erkeklerin huyudur biliyorsunuz, karıları araba kullanırken yanda fren yapar ve müdahale ederler sürekli.

 

Ben bu durumlara alışkın olduğum halde kocam yandan “aman Mehtap, dikkat!” falan yapınca ben de panik yaptım.

 

Dursam çarpacak, basıp geçmem gerekiyor, ben de öyle yaptım, gaza basıp hemen yanından kıl payı geçtim.

 

Tam o esnada kendi arabasına doğru yürümekte olan bir başka kadın benim hızlandığımı görünce hızla arabasına doğru ilerledi, ben hemen frene bastım….

 

Kadınla göz göze geldik…..

 

Elimle arkadaki jeep’i işaret edip camdan dışarı seslenerek “ondan kaçıyordum” dedim.

 

Kadın bana oğlumun ve kocamın yanında “kalt*k” dedi.

 

Hayli yavaşlamıştım. Normal şartlarda (Laz damarı diyoruz buna) arabayı durdurup, aşağıya iner, kadının yanına gider ve “bi daha söylesene” derdim. Muhtemelen tartışırdık….

 

Ancak bu kez, kadın tesettürlüydü ve bunu bir şekilde başındaki örtüye bağlayacağını düşünüp, hiçbir şey söylemeden gittim.

 

Zannediyorum olayı kendi arkadaşlarına “bu gezi olaylarından sonra millet üzerime araba sürmeye başladı” diye anlatacak. Twitter’da bu tip yazışmaların binlerce örneğini görüyoruz.

 

Normal hayat içinde yaşanan her türlü aksiliği kendi yaşam tarzına hakaret ya da müdahale olarak alan ve bu bakış açısıyla değerlendiren sevgili hemcinslerim.

 

Ne olur yapmayın bunu.

 

Buradan bir yere varabilmemiz mümkün değil.

 

Lütfen kendinizi sadece başörtünüzden ibaretmişsiniz gibi değerlendirmeyin.

 

Biz bunu size yapmıyoruz…

 

Siz kendinize yapıyorsunuz artık…