AH ALMA

Selam sana sevgili okur, nasılsın iyi misin, ben yine bildiğin gibi, kahvemi alıp geliyorum dur.

Kedi kumu, kedi köpek maması gibi ürünlere yapılan zamlar deli. Ha diyeceksin ki neye yapılan zam normal ki, haklısın ama bazı ürünlerde KDV ne bileyim ÖTV bırt cırt olmaması lazım. Aklıma gelenleri sıralayayım:

Kedi kumu

Kedi-Köpek maması

Kadın pedi

Bebek bezi

Bebek maması

Ekmek

Su

Tuvalet kağıdı

Elektrik

Sabun

Bunlar bir insanın normal bir insan evladı olarak yaşamını sürdürebilmesi için minimum ihtiyacı olan ana ürünler olduğuna göre bunları direkt fiyatı üzerinden almak lazım. Hatta bana kalırsa kadın pedi ve tampon ücretsiz olmalı çünkü bu kaçabildiği bir şey değil kadınların. Bu mecburen yaşadıkları bir şey. İnsanın memesi olduğu için vergi ödemesi kadar saçma. Kadın pedi ve tamponların aylık, TC ile eczanelerden ücretsiz alınabiliyor olması lazım. Nasıl ilaçların raporu oluyor, raporun varsa eczane veriyor, kadın pedi de bu şekil dağıtılmalı. Bence tabii ama sanmam. Nerdeee. Dünyanın hiç bir ülkesinde yok bildiğim kadarıyla o medeniyet seviyesi. İsviçre’de falan belki? Yalnız hakikaten söylemeliyim, sokak hayvanlarına bakan biz hayvanseverlerin ödediği mama paraları inanılmaz rakamlara geldi. Feci. 

***

İşlerin bu hale gelmesinde emeği geçen sevgili oy veren ne yapıyor dersiniz? Sosyal medyada çatlayın da patlayın yine de reis diye video çekip çocukları kaçırmakla meşguller. Nereden mi biliyorum? Veli gruplarından.  Veli kendini tanıtıyor, merhaba ben bilmemen Recep Tayyip’in annesiyim, Robert Koleji bitirdi Şimdi Roma’da….. Kardeş evladına adını verecek kadar memnuniyet içindeydiniz de neden ülkesinden koparıyorsunuz bu aslan parçasını? Neden Roma? Hristiyanlığın merkezi? Neden Vatikan’a komşu yapıyorsun çocuğu? Memlekette ilahiyat fakülteleri bitti mi?

Bu ülkenin insanının ikiyüzlülüğü inanılmaz. Şeytan diyor Cimer’e şikayet et. Tayyip bey sizin adınızı vermişler ama çocuğu  nasıl kaçıracaklarını bilemiyorlar haberiniz olsun diye. Vallahi. 

Yani şöyle düşün, birisi beni çok sevdiğinden çocuğuna Mehtap diye isim veriyor. Sonra çocuğu saçma şekilde yetiştiriyor. Ben derim ki bana bak senin benimle ilgili algın bu mu ne oluyor? Bence Tayyip Bey AKP’ye kayıtlı oldan vatandaşlar listesini istetsin. Bunların içinde kimler çocuğunu “ecnebi” okullarında okutmuş, kimler çocuklarını yurt dışına kaçırmış tam listeyi alsın, tıpkı bir muhtarlar toplantısı düzenler gibi bu velileri bir yere toplasın ve sorsun, ‘HAYIRDIR GÜZEL KARDEŞİM? SİZ NE İŞ?’ Olmaz mı? Bence çok güzel olur. Bence kesin bunu yapmalı, ben bir vatandaş olarak buradan kendisine seslenmiş olayım. Bu ikiyüzlüleri bulup cancel edin. Çok kolay, herkesin TC’sinde belli ne yaptığı.

***

İnanılmaz gibi gelecek ama zamanı yetiştiremiyorum. Her gün düzenli yapmam gereken şeyler var, spor, ders çalışmak ve günlük temizlik. Bu üç madde benim için olmadan zor, bütün gün kafam takılıyor. Bunlara yemek, yürüyüş, kediyle oynama ve film izleme gibi şeyler koyduğun an tamamen kilit. Öyle de bir durum ki tam OCD, yapmazsam daha kötü kitleniyorum. O süpürge yapılacak, en az bir ünite işlenecek, mutlaka spor yapılacak, mutlaka yürüyüş yapılacak, kediyle ilgilenilecek ki bunalıma girip tüy dökmesin, kocayla beraber vakit geçirilecek ki bu da çok mühim, yaşlar ilerliyor, birimimizle geçirilen her dakika çok kıymetli… Zaman yetmiyor, bitti. Sanırım yaşlandıkça da daha yavaş mı hareket ediyorum nedir, vakitsizlik en büyük problem benim için. Çalışırken her yere yetiştiğimi sanıp sadece işe yetişiyormuşum aslında. Geri kalan her şeyi kadınlar yapıyormuş. Evde uzun uzun cezve aramıştım bir kere, yumurta kaynatacaktım ve çok koymuştu bu bana. Yardımcımızı arayıp cezveleri nereye koyuyoruz diye sormak zorunda kalmıştım. Çocuk okulda, ev ablada, ben işte, koca işte, eve gelen zaten üstünü başını değişip, yıkanıp uyuyordu. Spor yapmıyordum, yürümüyordum, kilo almıştım, stres altındaydım, sürekli uykusuzdum ve sürekli sinirliydim. Şimdi sanıyorum hayatımın en güzel dönemindeyim. Oğlum olmak istediği yerde, biz anne baba olarak olmak istediğimiz yerdeyiz ama metabolizma bitik… 

Ders çalışmak için oturuyorum ya sevgili okur, 2 saat sonra masadan kalktığımda kolumdaki beden ölçer saate bakıyorum ve ne göreyim, 20 kalori oynamış sadece. 2 saat oturmanın karşılığında (koşamadığımdan) en azın 4 km yürümeliyim. Bu da tutuyor 50 dk. Gitti mi 3 saat… Onu da yapayım bunu da aradan çıkarayım derken akşam oluyor.  Vay arkadaş. yaşlar ilerledikçe daha bol vakit kalacak sanırken vakit yetmiyor. Sıkılan kedi sahiplensin. Vallahi.Bütün gününüzün dolduğunu göreceksiniz.

***

Çocuklar üniversite sınav sonuçlarını alacaklar. Ne oldu üç aşağı beş yukarı bellidir sanıyorum ama net sonuçlar belli olacak. Arkadaşlarınızı ne oldu ne oldu diye arayıp darlamayın. Bırakın onlar size haber versinler. Aradıklarında, siz aramadınız diye gönül koymamaları için sen aramadan arayıp rahatsız etmek istemedim deyin. Türkiye’de genç olmak da bir gencin ailesi olmak da zor. Çok stresli iş. Hele bizim gibi insanlar için. Arkadaşlarınızı bunaltmayın. Bırakın onlar kendi zamanları geldiğinde sizi arasınlar şurayı kazandı veya şuraya kaydettirdik desinler. Ve sizinle daha önce konuştuklarında planladıkları okul olmadıysa da tebrik edin. En iyi okul kazanılan okuldur. Kimsenin evladıyla ilgili konularda ahını alacak hatalar yapmamak lazım. Hiç tavsiye etmem. Hayatta bazen bazı durumlarda geri çekilmek, beklemek ve ne duyarsan duy çok sevinip tebrik etmek gerekir ve birisinin evladıyla ilgili konular bunun başında gelir. Adamın çocuğu bilmemen bursuyla Amerika’ya Columbia Üniversitesine gidiyor, bu adama ilk sözün “ay çok uzak değil miiiiii napıcaksınızzz?” olmasın mesela. Boşuna kendin için kıskançlıktan geberdi dedirtmeye de lüzum yok. Mesela ben bunu duysam ilk aklımdan geçen bu olur. 

Tebrik ediyoruz sevgili okur, insanları çocuklarıyla ilgili konularda hep tebrik ediyoruz. Kimseyi evladıyla ilgili germiyoruz, biri bizi evladımızla ilgili gererse de çok kötü tepeliyoruz. Bu işler böyle. Öyle kötü öyle bel altı giriyoruz ki bir daha çocuk konusu açıldığında önce bir Felak ile Nas okuyor çarpılmamak için sonra yorum yapıyor. Benim önerim bu şekilde. 

Böyle bir hafta diliyorum sana sevgili okur. Anlaşıldığın ve anlayışlı olduğun. 

Güzel bir hafta diliyorum

xxx

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 20 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

 

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)