KİME FAYDAN VAR SENİN? (HANEN DIŞINDA YOKLUĞUNU TAKACAK VAR MI?)

Bu haftaki yazımda sana kendimiz dışında birilerine de faydalı olmaya dair minik fikirler yazıcam sevgili okur… Ki ben insanlarla arama mesafe koydum son birkaç yıldır ve sadece hayvanlarla ilgileniyorum artık biliyorsun. Yine de… Sanırım anne olmaktan kaynaklanan, kendin dışında bir başka canlıyı sahiplenme içgüdüsünün gelişmesiyle, en ilgilenmediğim zaman bile yine -uzaktan da olsa- ilgileniyorum. Çünkü metabolik olarak sadece kendim için yaşayamıyorum. Doğum yapıyorsun ve kodlar bir değişiyor, bünyeye bir güncelleme geliyor, böyle oluyor.

Çantamda sürekli sokak hayvanları için buzdolabı poşetinde mama taşıyordum. Fakat sokakta gördüğüm hayvanlara dağıtırken her seferinde mamayı avuçluyordum ve bilenler kedi maması nasıl kokuyor bilir. Nasıl yapsam derken işi bitmiş bir pet şişenin içini tahta kaşık sapı ve kağıt havlu marifetiyle iyice kurulayıp içine, tatlı kaşığıyla (huni denedim ağzı tıkandı, böyle biraz uzun sürüyor ama olsun) kuru mama doldurup, ağzını da sıkıca kapatıp çantama attım. Ne oldu? Bir, daha az yer kapladı. İki, minik porsiyonlar halinde dağıtabiliyorum. Üç, avuçlamam gerekmediği için ellerim sürekli mama kokmuyor. Dört, çantamı her açtığımda belirgin bir kedi maması kokusu çevreye yayılmıyor. Şahane oldu şahane. Yolda yürürken bir kedi mi gördüm, hemen pet şişemden önüne biraz mama döküyorum. Öyle de tatlılar ki yemeden önce gelip kendilerini sevdirip teşekkür ediyorlar. Hayvanlar harika canlılar.

Dışarda çok fazla sıkıntıda insan var farkında mısın? Kendimce (aşırıya kaçmadan) şöyle bir formül uyguluyorum. Mesela elma alıyorum dimi, bir fazla alıyorum. Mandalina alırken iki fazla alıyorum. İki fazla salatalık, bir fazla domates alıyorum. Bu şekilde ekstra 1, ekstra 2 şeklinde alışveriş yaptığımda bir ufak torbalık mütevazi bir erzak oluşuyor. Bunun ağzını iyice bağlayıp ikinci bir torbaya koyuyorum. Bizim burada çöpleri karıştırıp yemek alan insanlar var. Ya çöpün yan tarafındaki kola ya da etrafında bir yere asıyorum. Bunu elimden geldiğince düzenli yapmaya çalışıyorum ve hepimiz yaparsak hakikaten önemli bir şey olacağını düşünüyorum. Bir domates sen, bir elma ben derken çöpten yemek yemeye çalışan insanlara biraz yardımcı olabiliriz belki ne bileyim. Fabrika kurup iş olanağı sağlayabilsem, prefabrik evler yapıp yerleştirebilsem keşke ama buna gücüm yetiyor bunu yapıyorum ben de.

Kırmızı ışıkta cama koşan çocuklar için şöyle bir şey yapıyorum. Arabamda bir torbada gofret, ciklet, bisküvi, çorap, eldiven, atkı, bere bir şeyler oluyor mutlaka. En en uygun fiyatlı olanlardan rastlayınca alıp kenara koyuyorum. Kırmızı ışıkta sersefil bir çocuk geldiğinde mevsime göre kışsa bere yazsa bisküvi, duruma göre. Para vermiyorum çünkü alıp o parayı onu orada dilendiren insana götürecek ama bir minik gofret… Yüzlerindeki gülümsemeyi görmelisiniz.

Karton iki koliyi kapalı, içi boş bir küp oluşturacak şekilde üst üste koyup etrafından bantlayın. Bir büyük kutu oldu dimi. Şimdi bir tarafından falçatayla bir kedinin geçebileceği kadar daire kesin. İçine kullanmadığınız kazak, eski, fanila, yolunmuş yoga matınız mümkünse polar bir materyal kesip koyun. Dışını naylonla kaplayın. Alın size şahane kedi yuvası. Yapması on dakikanızı almayacak ama bir kediyi donmaktan kurtaracak. Vay buraya niye bunu koydun kirleniyor diyecek hırtların olmadığı yere bırakmaya özen gösterin ki siniriniz bozulmasın.

Etrafımıza, özellikle sokak hayvanlarına ufak tefek demeden yardımcı olmamız lazım. Bunu biz yapmazsak kimse yapmayacak öyle düşünelim. Biz bile yapmazsak kim yapacak?

Ben kendi adıma sadece yiyen, içen, tuvalete bırakan, kendisi ve ailesi dışında hiçbir canlıya gram faydası olmayan bir fuzuli oksijen yakıcı olmayı reddediyorum. Benim varlığımın benim etrafımda yaşayan diğer canlılar için bir şeyleri değiştirmesi, onların yaşantısına olumlu bir katkısı olması lazım. Ben buradayım ve bunun bu bölgedeki canlılara bir faydası olması neden önemli biliyor musun sevgili okur. Bak çok net ve sert bir dille söyleyeyim sana.

Tezeği bile duvara sürdün mü evi sıcak tutuyor, toprağa serpiyorsun gübre oluyor, ekin coşuyor, sırf tezek olmaktan başka işe yarıyor.

Etrafına tezek kadar katkısı olması lazım insanın.

Mutlu haftalar dilerim.