CİNSİYETİNİ MUNDAR ETME

Kadınlığın tadını çıkar

Selam sana sevgili okur! Hazır mısın?

 

Güzel…

 

Bir kadının kuaförü ile olan ilişkisi jinekoloğu ile olan ilişkisine çok benziyor. Hayır, kuaförünün karşısında elbette bacaklarını açıp yatmıyorsun (onu yapan da var ama konumuz bu değil) kuaförün de doktorun da seni en çaresiz, savunmasız ve berbat halinle görüyor.

 

Düşün, kuafördesin saçına bir bakım uygulayıp kafayı komple sera film gibi bir şey ile streçliyorlar. Dünya yüz güzeli falan seçilmediysen tüm saçının kafana streçlendiği o andan daha berbat bir halin var mı? Dip boya yaptırdığın anı düşün, bütün saçlar tülüs tülüs havada, diplerde bir tuhaf karışım kahverengi ile yeşil arası, kafana mıçmışlar da diplere akmış gibi, arada alından arada şakaklardan sızıntılar…

 

Kafada aliminyum türevi paketler, paratoner gibi oturmuşsun oraya, hele kazara manikür pedikürü araya aldıysan, ayak parmaklarının arasında pamuklar, omuzda havlu…

 

Devam edeyim mi? (sanmam)

 

Yani kuaförümüz normalde “el içine çıkılacak hal değil” dediğimiz o halin birebir içinde ve normal insan formuna dönmemizi o sağlıyor hatta. Dolayısıyla benim için kuaförüm daima çok ama gerçekten (ciddiyetle) çok mühim olmuştur. Her aslan burcu gibi saçlarımla aşk yaşamam bir tarafa (çok ayıp bunu söylemek ama durumu çirkin bir örnekle izah etmek adına) saçıma yaptığım yatırımla ciddi bir kaç çocuk daha okutabilirdim kendi halinde bir okulda.

 

Şimdiki kuaförüm Volkan hayli genç olmakla beraber çok da yetenekli bir arkadaşımız. Ve fakat biraz sabit fikirli. Dolayısıyla ben Volkan ile whatsup’dan tartışma, instagram’dan resimleşme, yüzyüze inatlaşma, yani sosyal medya ve yüzyüze her şartta “münazara” halindeyim.

 

Çünkü ben iddialı, şaşalı, şatafatlı ve platin sarı severken Volkan daha doğalcı, “gerçek görünümlü”cü. Zor oluyor tabi;

 

Ben: Bu kadar sarı ama dipleri biraz daha koyu ki kel gibi durmasın ama devamı bu kadar açık

Volkan: Bu çok açık

Ben: …. Evet çünkü açık sarı

Volkan: Manasız açık, doğada böyle bir açıklık yok

Ben: …. Volkancım… doğada yeşil var ama yeşil saç boyamıyoruz dimi?

Volkan: Yapan arkadaşlar var, ben çok bayılmıyorum ve doğada yeşil mi kaldı?!

Ben: Volkan, canım benim, bak…

Volkan: Hayır yapamam ben bu saçı, yaparım ama güzel değil, yapmam o yüzden

Ben: Ya bana yakışır

Volkan: Saça çok zarar veririz

Ben: Ay beni delirtme, sen saça zarar vermeden yapabilirsin bunu, şu yaptığın ombre midir nedir istemiyorum ben ondan ayol! O ne öyle, “bak bu uçlardakiler benim bebeklik saçlarımdı, güneşten sararmıştı, kestirmedim uçlardakiler o saçlar” kandırmacası… Ben 73 doğumluyum Volkan, benim kafamda bebeklik saçım kalmış olabilir mi? Doğada böyle bir şey var mı? Ben kocaman kadınım! Çok da memnunum bu durumdan. Şaşalı, gösterişli ve iddialı görünmek istiyorum. 16 yaşımda doğaldım ne doğal olacam ben artık?

Volkan: ……

Ben: Ben kadın gibi görünücem Volkan. Sen bu çantasında sivilce kremiyle gezen kızlarımıza doğal saç yap. Ben yaşım gibi olucam.Güçlü, iddialı, seksi!

Volkan: Sarhan bey ne diyor bu konuda?

Ben: ehehe, henüz kendisine açmadım bu hususu

Volkan: Yemedi diyelim mi? Doğada var bu.

Ben: Platin!

Volkan: Bu kadar açamam ama biraz açabilirim.

Ben: Allahıma şükür ya, oh be ya!

 

Biraz açabilirim dediği üstlerden biraz açıp altları arkaları daha koyu tutmak, sadece benim görebildiğim yerleri açıyor. Salağım ben ya, anlamıycam çünkü.

 

Ben: Volkan buralar koyu Volkan, öldüreceksin beni, buralar koyu.

Volkan: Bi keratin bakım yapalım çok kuru

 

Adam doktor ya. Saç doktoru. Ben ne diyorum o ne diyor. Seviyorum kendisini, yeteneğine saygı duyuyorum ama arkadaş bir saç rengi için altı ay mücadele edilir mi?

 

Volkan: Parça parça açıcam, saçı yormadan

Ben: Beni yordun Volkan, beni parça pincik ettin, şu iki kaşımın arasındaki çizgiler hep senin eserin

Volkan: Bana güven

Ben: Yav ben sana güvenmesem senin kahrını niye çekeyim zaten be çocuğum

 

Seyahate gidiyorum ordan yazışıyoruz;

 

Ben: Ben şimdi termal bir havuza girdim, içi bişiliymiş, saçlarım hafif turuncu mu oldu ne

Volkan: Neden bone takmıyorsun?

Ben: Kafamda lastikle insan içine ölürüm çıkmam

Volkan: Bravo!!!

Ben: Döner dönmez gelicem

 

Peki, ben mükemmel miyim? Sen beni tanıyorsun sevgili okur, arızalı bir insanım ben. Oturduğum yere, saçımı yıkatmaya geçtiğim aralık (kadınlar bilir çok olur bu), başkası oturmayacak, arabamı park etmekle uğraşmıycam, saçımı kimin fönünü beğeniyorsam (ki bu Ömer) sadece o fönleyecek, fazla beklemiycem, kimse önüme geçmeyecek, içerde bir bakım ürünü alıcaz bir kaç kişi istiyor ama bir tane kalmış, elbette ben alıcam. Biliyosun beni, gençkızlığımda da böyleydim. Benim bir tık ötem Bülent Ersoy. Volkan benim kahrımı çekiyor ben onun.

 

Peki bu haftaki yazının maksadı neydi? (her yazının bir maksadı bir “meşaş kaygısı” olacak ya illa… gel bağlayalım)

 

Her şey yaşında güzel sevgili okur. Genç kızken kadın gibi görünmeye çalışmak ne kadar komik duruyorsa koca koca kadınların da genç kız havalarına girmesi o kadar komik (hatta çoğu kez daha komik) oluyor. Her şey yaşında ve yaşı gibi güzel. Hayatta gerçekten iddialı ve şaşalı görüneceğimiz (bence-bana göre) kısa bir dönem var. Bu ne çok gençken ne de çok yaşlıyken olabiliyor, tam orta yaş dediğimiz dönem buna çok müsait.

 

Kadın gibi olmanın, kadın gibi görünmenin tadını çıkarın.

 

Ne pos bıyıklı yağız delikanlılar var, para biriktiriyor, ah bir ameliyat olsam diye hayaller kuruyor (anladınız diye umuyorum).

 

Doğuştan gelen cinsiyetinizi mundar etmeyin.

 

Mutlu haftalar…

 

 NOT: Kuaförüme Instagram hesabından @volkankartal ile ulaşabilirsiniz.