CİNSEL İSTİSMAR YASASI

Ülkede aşamadığımız, çözemediğimiz meselelerin en fecisi çocuğun cinsel istismarı. Şimdi “başka ülkelerde olmuyor mu, bir tek burada mı yaşanıyor” falan demeye başlamadan önce ben size durumu kısaca özetleyeyim, yıllardır neyle uğraşıyoruz, neler anlatmaya çalışıyoruz ve anlatamıyoruz bir yazayım… Sonra bir daha düşünün…

 

Kabaca rakamlara bakalım mı önce? Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşlarına baktığımızda; %30’unun 2-5, %40’ının 6-10, %30’unun ise 11 – 17 yaş aralığında olduğunu görüyoruz. Yani istismara uğrayan çocukların %70’i daha küçük yaş grubu. Cezalara baktığımızda ise istismar suçunun cezası 8-16 yıl arasında değişiyor. Neye göre değişiyor? Şöyle; Çocuğun yaşına, istismarı yapan kişinin yakınlık durumuna, kan bağı olup olmamasına, çocuğun zihinsel engelli olup olmamasına, tehdit olup olmamasına, tekrarı olup olmamasına, penetrasyon olup olmamasına, yapanların kaç kişi, olduğuna…

 

Yaşanan vakaya göre ceza değişiyor ve sanki bir yapbozun parçalarını tamamlar gibi üst üste cezalar bindirilerek sayı daha da yükseltilebiliyor. Mesela çocuğu bir yere kapattıysa hürriyetten mahrum bırakmak deyip ekleniyor, resimlerini çektiyse şantaj deyip ekleniyor… Kağıt üstünde 8-16 görünen suç, sağlam bir avukat ve/veya savcı ve görevine hakim bir yargıç olduğu takdirde 66 yıla hatta müebbede kadar gidebiliyor.

 

Şimdi aslında resme şöyle geriye çekilip bakacak olursak kanunsal anlamda çok da bir sıkıntı yok gibi değil mi? Yanlış!

1) Cezaların başlangıç rakamı düşük. 8-16 değil, 30-müebbet gibi olması gerekiyor.

2) Ceza indirimi bu tip suçlarda asla olmaması gerekiyor.

 

Çok kendinizi yormanıza gerek yok. Açın google’ı, hemen, şimdi ve arama çubuğuna ‘Çocuk istismarı ceza indirimi’ yazın. Bir yazın… Ve karşınıza dosya numaraları dahil gelecek haberleri bir okuyun. Hangi tarihlerde, nerelerde, tecavüzcüler mahkemeye takım elbiseyle geldi diye, “yüce mahkemenin adaletine güveniyorum” dedi diye ceza indirimi almışlar bir okuyun.

 

Böyle bir suçun “iyi hal”i olabilir mi? Böyle bir suçun cezai indirimi olabilir mi?

 

İlk önce ve ivedilikle düzeltilmesi gereken iki mesele bu.

1)Suçun alt sınırında da cezaların arttırılması ve artarak çoğalması.

2) Suçun indirimden muaf olması

 

Bunları hallettiklerinde bir kısım problemi çözmüş olabileceğiz.

 

Gelelim diğer kısma: Kimyasal hadım ve idam mevzusu.

26 Temmuz 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanan Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi Hakkında Yönetmelik’te kimyasal hadıma “tıbbi tedaviye tabi tutulmak” başlığı altında yer verilmişti. Yönetmeliğe göre, bu uygulamaya karar verilmeden önce sağlık kurulu raporu aranıyor. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin yönetmeliğin bazı hükümlerinin iptali için Danıştay’a açtığı davada, geçen yıl yönetmeliğin durdurulması kararı çıktı.

 

Neden karşı çıktılar diyeceksiniz? Şundan: Uygulamanın ne derece ve nereye kadar ve ne sıklıkta yapılacağı kısmı muğlak kalmış.

 

Bu arada insan hakları örgütlerinin de bu konuda itirazları var tahmin edeceğiniz gibi (sadece burada değil tüm dünyada) bir insana kendi iradesi dışında bu uygulamanın yapılmasının insan haklarına aykırılığı vesaire tartışılıyor her zaman.

 

Konu kimyasal hadıma geldiğinde bir hassasiyet bir hassasiyet. Hatta “hadım” demeyelim böyle kaba saba, sert oluyor “kimyasal kastrasyon” diyelim noktasında tartışılan bir konu bu. Diğer taraftan bu uygulamanın yapıldığı ülkelere de bakıldığında suçlarda olağanüstü bir düşüş falan da yok. Suçlu iğne olmayı bıraktıktan bir süre sonra da eski haline geri dönüyor. Yani bu uygulama için “şu ülkede uygulanıyor ve uygulandığından beri de suç oranı yüzde şu kadar düştü, insanlar rahat etti” denilemiyor ne yazık ki… Yine de bir yöntem ve seçeneksizlikten iyidir diye kenarda hep bekliyor. Kişinin “bende bir manyaklık var” deyip kendisinin bu uygulamayı istemesi de ihtimallere dahil ama henüz Türkiye’de (bilinen) böyle bir vaka yok.

 

İdam ise o kadar çok farklı çerçevede tartışılması gereken bir konu ki…

 

İnsanın çok kalbini yakan durumlarda, hakikaten, bir seçenek gibi dursa da…

 

Böyle zamanlarda, hatta tam da böyle zamanlarda derin bir nefes alıp, okumaya başlamak gerekiyor. Neyi mi?

 

İdam nerelerde var? Ne şartlarda uygulanıyor? Bizde var mıydı??? Neden kalktı??? Bu işin kontrolden çıktığı ülkeler, durumlar, vakalar olmuş mu? İdam etmek suç azalacak demek mi?

 

Mesela ben okumalarımı yaparken (bu yazıyı geçen pazartesi yetiştirememe sebebim de bu, yeterince okuma yapamamıştım, o yüzden bu haftaya kaldı) şöyle vakalarla karşılaştım;

 

Özellikle geri tabir edilebilecek ülkelerde idam genelde “iyi niyetlerle” başlıyor, ilk birkaç sefer de insanların vicdanını serinletecek (istismar gibi) davalarda da uygulanıyor… Sonra işin şirazesi kayabiliyor. Kendisini satmaya çalışan kocasını öldüren kadın da idam ediliyor, farklı siyasi görüşte olan da vatan hainliğiyle suçlanıp idam ediliyor, yine (evet kadın) zinadan suçlanıp idam ediliyor ve muhalifler idam ediliyor evet istismarcı da idam ediliyor. İdamın geldiği yeri ihya ettiğine dair bir okuma benim önüme düşmedi açıkçası. Fakat kötüye kullanılmasıyla ilgili hayli haber okudum diyebilirim.

Peki, şimdi diyeceksiniz ki “Eeee? Nasıl olacak?”… İşte tam da bu sebepten bir türlü çözülemiyor. Bakın mesela şimdi, tam çözülecek belki derken istismar suçlarıyla zina suçları aynı torbada görüşülsün mü görüşülmesin mi tartışması başlayacak. Bir grup zina ne alaka, zinada iki tarafın da rızası var, kendi yaşam tarzınızı kastırmak için istismarı kullanmayın diyecek, diğer taraf bakın bunlar ahlaksız zinayı savunuyorlar, zinayı savunmak için istismar yasasına itiraz ediyorlar diyecek…

İki, üç siyasi partinin kendi politik manevralarına kurban vermeyiz inşallah yine, çocuk tecavüzüne, çocuk katilliğine gelecek ceza düzenlemelerini. Çünkü, bu konu politikanın, siyasetin, seçim yatırımlarının, politik akrobasilerin falanların filanların ötesinde bir konu. Bu konu bir şeye vesile, malzeme yapılamayacak kadar önemli bir konu! Buna göre değerlendirilmeli, böyle çalışılmalı bu konuda.

 

Suçun cezasının artmasını lazım VE ceza indirimi olmaması lazım! Bu! Bu ikisi!

 

İlk önce, hızlı bir şekilde, hiç oyalanmadan, bu ikisinin düzenlenmesi lazım. ‘Basit cinsel istismar’ olarak geçen suçları dahi 30 yıldan ve indirime kapalı başlatmak lazım. Bunu bir yapıp, kenara koyup geri kalan kısmını öyle tartışmaya başlamak lazım.

 

Çok uzun yıllardır, çalıştığım hemen her kurumda kadına ve çocuğa yönelik suçları önlemek için çok çabaladık. Çok gittik, geldik, konuştuk, çalıştık, görüş aldık, okuduk, inceledik, dinledik, söyledik, yazdık… Olmadı ama…

 

Kadınları kesen, çocuklara tecavüz eden manyakların mahkemede takım elbise giydiler diye cezasının düşmesine izin verilmemesi gerekiyor. Cezaların da caydırıcı olması gerekiyor.

 

Şunlar bi hallolsun, gerisine bakarız…