BİR ŞEYLER ÖĞRETMEK

Merhaba sevgili okur, geçen hafta yoktum özür dilerim. Bu ara evrak tamamla, tapuya git, apostil işi yaptır, bıdı bıdı, fıtı fıtı işleri ile uğraşıyoruz. Yurt dışına öğrenci gönderen/gönderecek tüm aileler gibi boğazımıza kadar bürokrasiye gömülmüş durumdayız. Hakkını yemeyeyim hizmet aldığımız danışmanlık firması yükün büyük kısmını üstümüzden aldı ama yine de çeşitli işlemler için bizden istediği evrakları tamamlamak bi olay.

Neden olay?

Hiç çalışmak istemeyen, yaptığı işten mutsuz, orada olmak istemeyen ama istifa da etmeyen belediye çalışanları yüzünden. Hepsinin de hakkını yemeyeyim, mesela Sarıyer Belediyesinde olaylar gayet medeni ve hızlı ilerlerken, adını vermeyeceğim bir Belediyenin (CHP’li belediye maalesef) 9. Katından atlayacaktık bir ara. İnsanı çıldırtırlar yani. Neyse…

O sebeple sevgili okur, biraz yoğun ve hareketli günlerden geçiyoruz. Arada ortadan kaybolursam kusuruma bakma ne olur.

###

Dışarıda olmanın en güzel yanı eve kedime geri dönmek. Tüm yorgunluğumuz gidiyor, daha eve yaklaşırken acaba ne yapıyor diye düşünmeye başlıyoruz. Yüzümüzde istemsiz bir tebessüm ondan bahsediyoruz. Yanımızda değilken bile bizimle. Ne tatlı olduğundan, huylarından, yaramazlıklarından bahsediyoruz. Şehre, hayata, olan biten ne varsa her şeye öfkemizi alıyor. Onu kucaklıyoruz ve her şey önemini, yitiriyor. Bir kedimiz yokken hayat ne zormuş. 

Kendi kendimi hep şöyle derken buluyorum, ‘İyi ki sahiplendik seni Kuzu. İyi ki varsın’. Sesi, miyavlaması, tüylerinin yumuşaklığı, sevgisi, kokusu… Çıldırıyorum bazen sevgisinden. Bazen çok sıkıştırarak sevdiğimde beni tırmıklamasını, hatta ısırmasını bile seviyorum. Koluma tutunup arka patileriyle pıtpıtlamasını bile. Evinde bir hayvanla yaşamayan insanlar yaşam enerjilerini nereden buluyorlar bilmiyorum.

Hayvan satın almayın. Kedi-köpek satın alınmaz. Sahiplenin. Kediler köpekler ayakkabı, çanta, araba değil. Markası, modeli, olmaz. Sahiplenin! Önümüz kış, mutlaka dışarıya mama ve su bırakın. Çok soğuklarda hayvanlarınızın apartmanlarınıza, garajlarınıza sığınmasına izin verin. İtiraz edenlerle mücadele edin. Bu dünyada hep beraber yaşıyoruz. Hayvanlar ve biz birlikte dünyadayız. Dünya sadece insanlara ait değil. Kendini beğenmişliğin, bencilliğin, terbiyesizliğin lüzumu yok. Hayvanlar, bitkiler, doğa ve ne yazık ki insanlar bir arada yaşıyorlar. Biz de sizinle bir arada yaşamaya bayılmıyoruz ama yapacak bir şey yok. 

###

Cuma akşamı Enka Oditoryumun’da çok güzel bir gösteriye gittik. SR Will. İstanbul Fringe festivali kapsamında etkinliklerden biriydi. Gösteri çok güzeldi ancak gösteri esnasında sıkılan gaz beni rahatsız etti. Alerjik reaksiyon gibi bir durum oluştu ve nefesim kesildi. Gösterinin yarısında neredeyse nefessiz bir şekilde çıkmak zorunda kaldım. Hemen yanıma gelen tüm görevlilere bu yazım vesilesiyle çok teşekkür ederim. Son derece soğukkanlı şekilde ve ne yaptıklarını bilerek beni rahatlattılar. Doğru, düzgün, kaliteli, işine ve konusuna hakim insanlarla nadiren denk geliyoruz. Gösteriyi sonuna kadar izleyemesem de çok güzel ve sağlıklı ayrıldım. Tüm çalışanlara ve yöneticilere çok teşekkür ederim. Yaşlar ilerliyor böyle gazlar mazlar dokunuyor valla artık. İlerleyen zamanlarda etkinlik seçerken bunu göz önüne alacağım mutlaka belli ki alerjik bir durumum var. Sizin de aklınızda olsun.

###

Hafta sonu şehir gezmesi yaptık. Çok keyifliydi. Çok uzun bir zaman sonra Beşiktaş sokaklarında dolaştık, akşam oradaki publardan birine oturduk, bana yasak olmasına rağmen tuzlu tuzlu yedik. Gelene geçene baktık, etrafı gözlemledik ve………

Şehir estetik ameliyat olmak üzere gelmiş dünyanın her yerinden insanlarla dolu. Saç ektirmeden popo implantına yok yok. Doları euro’yu bozduran gelip burda kıçını başını yaptırıyor. Ne güzel en azından batmamış bir sektör var hala. Araplar saç ektirmeden ve kaş kaldırmadan sonra en çok bacak implantı yaptırıyormuş. Güneş görmeyen bacaklar raşitizm sebebiyle çarpıldığından iç bacaklarına silikon taktırıyorlarmış. Bunu biliyor muydun sevgili okur? Bak bu önemli bilgiden mahrum kalma.

###

Arkadaşlarla sohbet ediyorduk bu hafta. Hepimizin çocukları bir yerlerde. Ben de tercüme bürosu ile yazışıyorum bir yandan bizim evraklar gecikti, bir yandan da arkadaşlarımın sohbetini dinleyip profiterol gömüyorum… Neyse, oğlu olan anlatıyor çocuğa her şeyi öğrettiğini. Yemek yapmayı, gömlek pantolon ütülemeyi, basit temizliği… Dedi ki hemen her şeyi Lise 2. Sınıftan beri pey der pey öğrettim. Hemen lafa girdim. Ben de hem et yemeklerini ve sebze yemeklerini, hem zeytinyağlı yemekleri nasıl yapacağını öğrettiğimi, fırın yemeklerini öğrettiğimi, spor yaptığından beri zaten kendi öğünlerini kendisinin hazırladığını, uzun süredir şehirdeki evinde yalnız yaşadığını, üniversite hayatına hazırlık yaptığını, çamaşırlarını yıkayıp kuruttuğunu, bulaşık makinesi, elektrik süpürgesi işlerini hallettiğini anlattım. Sadece dedim dikiş dikmeyi göstermedim onu da gitmeden önce hızla göstericem hani düğmesini falan dikebilsin. Gerçi internetten bakar yapar mecbur kalırsa ama yine de. Diğer arkadaşım dedi ki ben düğme dikmeyi bu yaz başı öğrettim…. Böyle konuşuyoruz…. Kızı olan arkadaşımızda ses yok… En sonunda dedi ki ben kızıma hiçbir şey öğretmedim… Hiçbir şey… Sıfır… Bir sessizlik oldu, neden diye sorduk, cevap vermedi……

Cevabı hepimiz biliyorduk oysaki. Olsun internetten öğrenir diye rahatlattık arkadaşımızı. 

Hayatta tek başına olmaya dair bilgiler çok önemli bilgilerdir. Bunun kızı, erkeği, feminizmi, cinsiyeti olmaz. Yemek yapmayı, ampul değiştirmeyi, basit temizlik yapmayı, çamaşır- bulaşık makinesi çalıştırmayı, gömlek ütülemeyi, sigortayı açıp kapamayı, fırın torbasını delmezse patlayacağını, renklilerle beyazları ayırmayı, nasıl tabakların mikrodalgaya gireceğini, bilmesinde fayda var. Kız da olsa erkek de olsa. Bu bilgiler yalnız yaşarken, yurtta, başka şehirde, başka ülkede, iş görüşmesine giderken, okula giderken, evde kendi kendine takılırken onun hayatını kolaylaştıracak. Kendi kendine var olabilecek. Kimseye ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebilecek. Hiç tanımadığı veya çok az tanıdığı insanları çok basit, kendi halledebileceği işleri halledemediği için evine, odasına, hanesine sokmasına engel olacak bu bilgiler. Bu bilgiler onun güvenliğini sağlayacak. 

Feminizm insanın kızına hiçbir şey öğretmemesi değil bir erkeğe ihtiyaç duymadan günlük yaşantısını sürdürebilmesi için mümkün olduğunca çok öğretmesi. Bence tabii… Herkesin kendi çocuğu kendi yoksunluğu…

Güzel bir hafta dilerim sevgili okur. Elmalarla armutların karışmadığı bir hafta olsun. 

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)