Bİ SALALIM

Geçen hafta yoktum sevgili okur, oluyor öyle arada biliyorsun. Çok şükür sağlığım yerinde, merak etme. Tamamen keyfi bir durumdan ötürü yazımı yetiştiremedim. Her ölümlü gibi arada kaytarıyorum. 

Bu hafta sana ne yazacağımı düşünüyordum. Aklımdan herkes gibi aynı meseleler geçiyor tabii. Ülkeye kamyon kamyon akan düzensiz göçmenler, hızla artan kayıtsız yabancı nüfusu, kentlerin değişen çehresi, entegrasyon problemleri…

Sonra dedim yahu bir sal, okur da yorgun zaten, başka şeylerden bahset sen. Bunları İsmail

Saymaz, Nevşin Mengü falan tırım tırım anlatıyorlar zaten her gün saatlerce. İlla benim de söyleyecek sözüm oluyor dünyevi dertlerimize dair ama bu hafta değil. Bu hafta gel başka bir şeyden bahsedelim seninle sevgili okur. 

Mesela salmaktan bahsedelim.

Bu hafta birbirini tanımayan iki ayrı insandan hayata dair benzer yorumlar aldım. Aralarında yaş farkı var ve ayrı cinsler ve bir ortak noktaları var, salmayı becermek. 

Çok hoşuma gitti.

Bir tanesi kuzenim. Beraber yemek yerken öyle bir şey söyledi ki, çok doğru. ‘Çok genç yaşta hayatın ne kadar kısa olduğunu öğrendim ben’ dedi. ‘O sebeple küsmekmiş, kavga etmekmiş, kin gütmekmiş, hayata kahretmekmiş, geçtim bunları. Hayat bunlarla uğraşmak için çok kısa. Karşımdaki insan bunu unutmuşsa da hatırlatıyorum ben ona. Böyle boş işlerle uğraşacak kadar çok zamanımız olmadığını hatırlatıyorum’ dedi. Çok aklıma yattı. Şöyle aklıma yattı, “herkesi sevelim, bütün dünya buna inansa hayat bayram olsa” gibi bir yerden değil, kuzenim de öyle bir yerden demedi zaten, “bir salmak” noktasında. Yahu ne canımızı sıkıyoruz, sal gitsin noktasında.

Geçen Ayşenil ile konuşuyoruz, o da benzer şeyler söyledi mesela. ‘Yoramam kendimi’ dedi, ‘böyle öfkelenmeler ve gücenmeler ve nöbetler, küsmeler, uğraşamam’ dedi. Çok hoşuma gitti. 

Sarhan da böyle, kocam. Ben mesela bir şeyi dert ettiğimde sen bunu neden dert ediyorsun ki şimdi der. Ama öyle düzden demez, şöyle der; ‘SEN bunu NEDEN dert ettin ki şimdi?’ şeklinde. ‘Sana ne etkisi var, senin hayatında nasıl bir yer tutuyor bu olay?’ gibi. 

İnanılmaz mantıklı değil mi?

Bir şeye canımız sıkıldığı zaman olayı buradan alırsak eğer acayip bir rahatlık değil mi aslında?

*Hayat bu saçmalıkla uğraşmak için çok kısa değil mi?

*Düşünecek başka bir şey yok mu?

*Bu insanın benim hayatımdaki özgül ağırlığı nedir?

*Bu insanın benim hayatımda olması ve olmaması benim için ne fark ediyor?

*Ben bu konuyu neden dert ediyorum, burada beni bağlayan ne var?

*Gerçekten hayatımın bu döneminde bunu mu düşünüp canımı sıkacağım?

Güzel kafa değil mi? Etrafımdaki hemen herkes bu kafada ve baktım ki ben de çok kolay geçiş yapıyorum o kafaya. 

Dürüst olayım, ben mizaç olarak bir miktar kontrol delisi bir insan olduğumdan ilk tepkim “yahu bir sal” olmuyor tabi. Tipim öyle değil. Ve fakat gördüm ki yaşım ilerledikçe ve çevremin de telkiniyle kolaylıkla salar olmuşum. 

Mesela kontrolsüz göç mevzusu. Yahu diyorum güvenlik konusu ne olacak, nasıl olacak, neden böyle oluyor falan….

Sonra kocam diyor ki ya bırak, boşver, millete don olan sana gömlek olur, bunları en az dert edecek insanlardansın sen. Kimse rahatsız değilse sen niye oluyorsun, boş versene…

Yahu diyorum doğru, niye ben başkalarından fazla dert edeyim ki deli miyim?

İnsanları daha kolay salıyorum, insan eksiltmek noktasında hakikaten gençliğimden beri iyiyim, sen de biliyorsun sevgili okur, çok hızlı çizerim üstünü. İnsanlarla mesafeliyim. Ve fakat olayları dert ettiğim doğrudur ama onu da yapmamayı öğreniyorum valla.

Bence böyle yaşayım sevgili okur, salalım. Ne olacaksa olacak.

Biz iyi olalım.

Sakin bir hafta dilerim.

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)