YÜZÜME ELLETMİYORUM

Yeni yazım için tıklayın BENİM FİLMLERİM

ve geçen haftaki yazım;

YÜZÜME ELLETMİYORUM

Beyinciğim öyle istiyor?
Yaşlandıkça bir tuhaf oluyorum galiba. Tikli, huylu bir insana dönüşüyorum gün geçtikçe. Mesela yüzüme dokunulmasına sinir oluyorum. Kendimce mantıklı, etrafça anlaşılmaz sebeplerim var bu hususta. Ancak kesin olan şey şu ki; ciddi kızıyorum suratıma dokunulmasına…

Sarhan: Bir bakıyim ne giymişsin?

Ben: Kot giydim.

Sarhan: Çok şeker olmuşsun (makas alır), çok fıstıksın.

Ben: …..

Sarhan: ….. “Sağol kocacım” falan yok mu?  Hani iltifat duyan her normal kadının vereceği birtakım doğal tepkiler?

Ben: Neden makas alınıyor? 4 yaşında mıyım ben? Makas ne?

Sarhan: ?????? Nasıl?

Ben: Cidden, çok gıcık bir şey bu makas alma olayı. Yüzümün çekiştirilmesinden ya da iki parmak arasında sıkıştırılmasından hoşlanmıyorum.

Ya da Atahan (hem de Atahan, hatta Atahan) geliyor yanıma.

Atahan: Peki o zaman, bana ufak legolardan alıcak mıyız?

Ben: Olabilir, bakıcaz.

Atahan: Gemili lego bulursak alalım mı anne, nolur?

Ben: Peki alırız.

Atahan: Anneeemmm (elleriyle yanaklarımı sıkarak), canım annem.

Ben: …..

Atahan: (Elleriyle yanaklarımı sıkmaya devam ederek) Gemili yoksa uçaklı alır mıyız peki?

Ben: Bebeğim, canım, balığım… Nolursun yanaklarımı sıkma, bak hem yüzümde makyaj var, iz iz oluyor suratım, hem de acıyor.

Atahan: (Suratını düşürüp) peki…

Ben: (Vicdan azabı içinde) kolumu sık gel, omzumu sık ama suratıma yapma nolursun, bak küsecek bir şey yok ki bunda aşkım.

Atahan: …. Peki…

Kabus gibi sevgili okur ama elimde değil. İpini koparan suratıma bir parmak atıyor gibi geliyor bu ara ve çok rahatsızım bu durumdan.

Kayınvalidem: Nasıl gidiyor çekimler, işler? Çok yoruluyorsun değil mi?

Ben: Yorulmadan iş yapılmıyor tabi.

Kayınvalidem: (Elini yüzüme koyarak) bak gözlerinin altı da çökmüş…

Ben: … Ellemesek sanki

Kayınvalidem: ??? Nasıl anlamadım tatlım?

Ben: Ellemesek yüzüme* ya anne nolur yanlış anlamayın. Bu ara bana sinir geldi, yüzüme ellenmesinden hoşlanmıyorum pek.

Kayınvalidem: Hım! Anlıyorum! Ama anlaşılır bir şey bu; endişe etme, bozulmadım.

Ben: Böyle tik geldi sanki.

Kayınvalidem: Yok yok yaşlanma emaresi bu. Yaşlandıkça cildin kırışıyor, sarkıyor, yüzün düşüyor aşağıya doğru… İster istemez alt beyin kontrolü ele alıyor ve kendini korumak için, “Yüze elleme” emirleri vermeye başlıyor. Yüzü kurcalatmıyorsun ki, daha fena sarkmasın.

Ben: Allah Allah! Bak sen şu Allah’ın işine! Biz de, “alt beyin” deyip hor görüyoruz, üstten bakıyoruz değil mi? Oysaki, ne planlar projeler gelişiyormuş o bölgede!

Kayınvalidem: Şimdi yaşlandıkça…

Ben: Siz tecrübeyle biliyorsunuz bunu sanırım, yoksa sizin alt beyin kontrolü ele geçirdi intihar etmeye mi çalışıyor?

Kayınvalidem: ?????

Ben: Hani böyle üstüme üstüme tuhaf tuhaf konuyorsunuz ya şu an! Sanırım alt beyin düşündü taşındı, “Yiyeceğimi yedim, göreceğimi gördüm, ite köpeğe muhtaç olmadan Allah’ımıza kavuşalım” dedi, ona göre bir plan yaptı! Bu planın bir parçası da beni sinirlendirmek elbette! Mümkün mü bu?

Kayınvalidem: …… Bak bunlar hep yaşlılık emareleri güzel kızım. Lafı gezdirmek, bir türlü sadede gelememek, kısa ve öz konuşamamak, hep eskilerden bahsetmek…

Sarhan: Anne bence ister alt beynine ister üst beynine söyle dursun, bu gidiş gidiş değil. Çok tehlikeli konuşmalar bunlar…

Ben: Yok yok olur mu! Doğal olalım, içimizden geldiği gibi konuşalım bence. Aile dediğin bu değil mi zaten. Birbirimize karşı açık ve dürüst olalım! Ama bunu hepimiz yapmalıyız! Herkes kibarlığı falan bir kenara koysun ve birbiri hakkında alt beyni ne diyosa döksün ortaya! Hatta, madem annen birinç ben ikinç olayım!!!

Sarhan: Yok yapmayalım bunu bence… Alt beynim iyi bir fikir olmadığını söylüyor bunun, ehehehe…

Ben: Bu gülen de alt beynin mi Sarhan? Çünkü gülünç bir durum göremiyorum ben şu an!

Kayınvalidem: Aaa! Oğlum gülüyorsa komiktir, sen oradaki şakayı anlayamamışsındır.

Sarhan: Ahahahaha, dimi anne? Çok doğru söyledin bak, ahahaha.

Ben: …….

Kayınvalidem: Ahahahaha.

Ben: ………

Bazı anlar var sevgili okur. Geri dönüp yapmamış olmayı dilersiniz ama… O an… O spesifik ve ürkünç an… Yapmak çok iyi gelir…

Kocama ani bir hareketle yaklaşıp, yanağından ısırdım.

Sarhan: Ahhhhh!

Kayınvalidem: Ahhhhhhh!

Ben: AAA? Niye ki? Yaşlanmak alt beyninizi mi börttürtdü? Ne var şimdik bunda? Tuhaf!

Sarhan: Hastasın sen!

Kayınvalidem: Hastasın sen!

Ben: Yok, bu östaki borunuzdan geliyor kesin… Hayatta inanmam benim için böyle düşündüğünüze… Yüzümün çekilip çekiştirilmesinden, sıkıştırılmasından, mıncıklanmasından hoşlanmıyorum. Çünkü çoğu zaman makyaj oluyor yüzümde ve parmaklanan yer leke leke kalıyor. Makyaj yoksa da kimse parmaklamasın çünkü, tenim çok beyaz ve sıkıştırılan bölge bir müddet kırmızı kalıyor.

Ve en geçerli sebebim şu…

A-CI-YOR!

Bunu, tüm beyinlerimle söylüyorum…

Daha net olamam sanırım…