YAŞAR GİBİ YAPMADAN

Keyfini çıkar

Merhaba sevgili okur. Kış burnumuzun dibinde, havalar soğuyor-soğuyacak. İster istemez -yaz mevsimine nazaran- daha az hareket edeceğiz ve bu tehlike demek dimi?

 

Zannediyorum Mayıs ayında rejime girip sonra Haziranda Brazilya modeli bikini giyilemediği anlaşılmıştır (giyen giyiyor ama yok böyle bir çirkinlik) bu sebeple tüm kış boyunca “akıllı” olmakta fayda var.

 

Ben spor konusunda fena halde disiplinsiz bir insanım. Spor yapmaktan gerçekten nefret ediyorum. Terlemeyi sevmiyorum, hareket etmeyi sevmiyorum, koşmayı sevmiyorum. Mümkün olsa yürümeyip buharlaşıp tekrar oluşma modelini kullanırım o derece. Bu arada yakınlarımın da bildiği üzere sürekli bir yerlere üye olurum, sürekli bir takım sporlara başlarım falan… Bir çaba var yani ama…. AMA devamı asla gelmez.

 

Ben (en azından şimdilik) bir çözüm modeli geliştirdim ve kendime personal trainer ayarladım. Bu model şöyle işe yarıyor, hoca eve geliyor, seni çalıştırıyor, gidiyor.

 

Bu şu şekilllerde işe yarıyor:

1) kaçamıyorsun

2) kaçamıyorsun

3) kaçamıyorsun

4) birebir seninle sana özel çalıştığı için tam senin vücuduna ve senin ihtiyaçlarına göre bir program çiziyor

 

Dezavantajı yok mu? Elbette var! Şöyle;

1) haliyle biraz daha tuzluya geliyor

2) bir müddet sonra hoca coşup “şimdide kanat çalışalım” falan gibi bir moda giriyor ve seni sakatlıyor

3) kaçamıyorsun

4) kaçamıyorsun

 

Egzersiz:

Ben bu şekilde uğraşamam diyorsanız u-tube’da süper egzersiz videoları var. Bunlardan size uygun olanını seçip uygulayabilirsiniz.

Aynı şekilde Pinterest’te spor hocalarının koyduğu bölgesel çalışma fotoğrafları var. Yine bunlardan karın, kalça, kol gibi seçip evde pijamalarınızla falan bi 15-20 dk. takılabilirsiniz (hiç yoktan iyidir)

 

Beslenme:

Hayatınızdan ekmeği çıkarttığınız anda işin şekli gerçekten çok değişiyor. Ekmekten kurtul sevgili okur! Çoook klasik, duya duya fenalık geldi biliyorum ama ekmek, makarna, pirinç ve un çıktı mı içinden küçük bir insan çıkmış kadar kilo vermek mümkün (denendi, sınandı, oldu).

 

Bakım:

Kışın daha fazla nemlendirici gerekiyor. Soğuk hava ve rüzgar cildi (özellikle 40 yaş üzerinde) kurutuyor. Bol bol nemlendirici, gözaltı kremi, el kremi, dudak kremi kullanalım bu kış.

 

Sağlık: 

Bu noktada beni bitki çaylarının gizemli dünyası ile tanıştıran eski haber editörlerimden Betül Poşul’a minnettarım. Yeşil çay ile (ve zorla) başlayan maceramız bana bitki çaylarından zevk almayı öğretti. Ohh mis… Daha az çay, kahve, kola, alkol daha çok bitki çayı…

 

Keyif:

Özellikle yorgun olduğunuz günlerde kendinize özel küvetler hazırlayın. Ben yapıyorum çok rahatlatıcı. Bir küvet yastığı edinin (Body Shop’larda var) veya havluyu katlayıp yastık yapın. Bir kaç tane aromaterapi mumu yakın (kokuları rahatlatıyor). Banyonuzun ışıklarını kapatın. Küveti doldurun. İçine cildinize alerji yapmadığını bildiğiniz aromaterapi yağlarından ve köpüklerden atın. Ve sıcak sıya girip yatın…. Kendinize en az haftada bir böyle bir 20 dk. ayırın.

 

Güzellik:

Rimel, allık, ruj… Bu üçlüyü kullan güzel okur. Kullan eline yapışmaz. Yüzüne gözüne renk gelsin.

 

Parfüm:

Olmazsa olmaz. İlla pahalı parfümler kullanmak gerekmiyor. Her bütçeye göre hemen her markanın body mist’leri var. Al kullan sevgili okur. Çiçek gibi kok, mis gibi kok.

 

Moda:

Pinterest ve Instagram’da çok güzel moda sayfaları var. Bu sayfalarda çok güzel giyim-kuşam, aksesuar, ayakkabı çanta kombinleri bulmak mümkün. Bakması da zevkli. İnsanın kafası dağılıyor, bir on dakika için bi derdin varsa unutup “aa ne hoş çanta” falan diyorsun. Yap bunu kendine. Hayat zaten hırçın ve acımasız güzel fotoğraflara bak, kafayı boşalt evde benzer kıyafetlerin varsa kombinle değişik değişik giy. Kendinle ilgilen sevgili okur. Topuklu ayakkabı, çizme, bot giy mesela. Giy ölmezsin.

 

Kış aylarına girdik. Ben sevmem kışı. Karanlık, kasvetli, soğuk, kirli…

 

Ve fakat kıştan kaçış yok…

 

Sahlep’in, Boza’nın, orta şekerli bir Türk kahvesinin tadını çıkaracağımız, hakkını vereceğimiz mevsimdeyiz öyle düşünüp zevk almaya çalışalım.

 

Gece pufur pufur sabahlıklar giyelim. Tüm ev halkı uyuduktan sonra ışıkları kapatalım ve camın önünde bir fincan sıcak sahlep içip yağan yağmuru, gece ışıklarını, ıslak caddeleri izleyelim.

 

Fincanımız parmaklarımızı ısıtsın.

 

Cama buhar yapıp kalp çizelim.

 

Ben yapıyorum sevgili okur. Sen de yap. Hayatı tadını çıkararak yaşamaya çalış.

 

Ölmezsin…