SÖYLE SEBASTİAN

Nazar etmesin az yesin

Nazara inanır mısın sevgili okur? Ben inanırım ve sanırım inandığım için sıklıkla da nazara göze gelirim. Bu hafta (Allah beterinden korusun) önce arabamı sütuna vurdum, ertesi gün lastiği yardım, üçüncü gün ise hastanelik oldum.

 

Benim ruh durumumda bir insan için (ki herkes için muhtemelen) hasta olmak çok sinir bozucu bir şey. Çünkü;

1) Zayıflık göstergesi

2) Rutin bozulması

3) Programın sistemin aksaması

4) İlaçlar ve yan etkileri

5) Evdekilere bulaştırma stresi

 

Liste uzar gider. Demeye çalıştığım, zaten aksi bir insanım bir de hasta olduysam hakikaten sinirlerim tepeme çıkıyor. O “ne gerek vardı şimdi buna” duygusu ile başedemiyorum.

 

Dolayısıyla bir an önce kendimi toparlayıp normal hayata geri dönebilmek için hastaneye gittim ki normalde hastaneye en son ve ambulansla gidenlerdenim, kasar kasar kasarım.

 

Doktor: Tam olarak şikayetleriniz neler?

Ben: İyi değilim sanırım grip oluyorum ama bütün vücudum, kemiklerim, etlerim ağrıyor.Genzim yanıyor, başım dönüyor, ellerim titriyor.

Doktor: Panik atak rahatsızlığınız var mı?

Ben: Ha?

Doktor: Panik atak hikayeniz var mı geçmişte?

Ben: Şimdi buraya geniz yanmasından mı el titremesinden mi geldik bilemedim ama çocukluğuma inmeden önce bir tansiyonumu ölçsek?

Doktor:……

Ben: Bozulacak bir şey yok. Psikiyatriyi yazıp giremediyseniz bu benim suçum değil. Dahiliye elinizde patlamışsa ben ne yapayım? Boğazıma bakın, tükrüğümün rengini kontrol edin, ben “aaaaaa” diyeyim, bi ilaç yazın ve yollarımız ayrılsın.

Doktor: Mehtap Hanım …..

Ben: Doktor Hanım! Panik atak hikayem yok! Ancak öfke kontrolü konusunda sıkıntı yaşadığımı söylerler!

 

Doktor e-reçetemi yazdı ve bir de serum ekledi. Ben bir an kıllandım tabi beni yavaş yavaş zehirleyecek mi diye. Çünkü ilaçlarda ne olduğunu okuyabiliyorsun da koluna bağlayıp damardan dehlediklerinin ne olduğu bir muamma….

 

Neyse acil’e indim. Serum taktılar. Hiç halim yok az uyusam diye düşünüyorum çünkü yatıcaz orda iki saat belli. Ve fakat ne mümkün! Acildeyiz yani…

 

Ben: Hemşire Hanım ben özel oda açtırabilir miyim?

Hemşire: Neden?

Ben: Çok ses gürültü, şu serum bitene kadar dinleneyim.

Hemşire: 1 saat için oda açamıyoruz ki serum alıyorsunuz sadece

Ben: Ama yani otel hizmetlerinden faydalanamayacaksam niye özel hasteneye geliyorum ki?

Hemşire: Mehtap Hanım otel hizmeti veremiyoruz. Hastaneyiz!

 

Acildeki diğer hastaların “ay ne gıcık kadın” bakışlarını üzerimde hissetmemle serumumu çantamı topladığım gibi kös kös yatağıma geri döndüm. Bir beni gözünde canlandır sevgili, okur. Sağ kolda çanta, sağ elde cep telefonu, sol elde serum direği, saçlar karma karışık, surat beş karış…

 

Diğer yatağa bir hasta geldi. Çocuk düşmüş, kafasını yarmış, annesi işteymiş, babası getirdi. Yavrum nasıl kriz şeklinde ağlıyor, daha 1,5-2 yaşlarında. Babası anlatıyor; “Çıkma dedim oraya, çıktı, düştü”… Bir yandan da çocuğa “şiiişş tamam, ağlama, ağlama, ağlama, sus” diyor. Çocuğun kafasına dikiş atılacakmış. Adam dedi ki “annesi işten dönmeden halledelim bir an önce bitsin”…..

 

Ve ben kalktım tabi yataktan!

 

Ben: Bir saniye bir müdahale edebilir miyim ben buraya!

Doktor: ?????

Adam: ??????

Ben: BİR! Çocuğa ağlama ağlama demeyi bırakın. Kafayı yarmış tabi ağlayacak. Ağlasın bi rahatlasın! İKİ! Ben çıkma dedim çıktı düştü ne demek? Kaç yaşında bu çocuk 21 mi? Siz çıkma diyeceksiniz, o çıkmaya çalışacak ve siz, EVET SİZ!!! mani olacaksınız beyefendi! ÜÇ! Annesi dönmeden dikiş hallolsun ne demek? Önceliğiniz bu mu şu anda? Eğer bütün tetkikler yapıldıysa, bu dikişin iz kalmadan atılması, derinin kesik kısmından tekrar saç çıkacak şekilde bir dikiş atılması ve saçlı derinin içerde kalacak şekilde dikilmemesi mevzularını düşünün siz şu anda!

 

Beni yatağıma yolladılar ve etrafıma perde çekip beni kimseyle muhatap olamayacağım şekilde yatırdılar.

 

Bir ara dalmışım. Bir doktor geldi. Ben yatıyorum doktor ayak ucumda (nöbet değişimiymiş) bana bakıyor. Hakkımda ne dedilerse gözümde şu sahne canlandı.

 

 

Kendi kendime gülmeye başladım tabi ve bu durumu daha iyi yapmadı.

 

Doktor: Daha iyi misiniz?

Ben: Evet

Doktor: Serumunuz bitmek üzere. Sizi bir an önce taburcu edebilmek için elimizden geleni yapıyoruz.

Ben: ahahahaa ona ne şüphe

 

Sen bu satırları okurken ben evde dinleniyorum sevgili okur. Grip dersin ama vurdu geçti resmen. Domuz topağı gibi kadın ne hale geldim bir haftada.

 

İşte bunlar hep göz hep nazar bence.

 

İnsan haftaya arabayı vurarak başlayıp, her gün bir vukuat yaşayıp, en son acil serviste noktalıyorsa bu nazardır.

 

Gözü kalanın gözü çıksın.

 

Nazar edeceğine az yesin, spor yapsın!

 

Hepinize sağlık dolu haftalar dilerim.