Kısa bir tatilin ardından yine karşındayım sevgili okur. Özledin mi beni? Sanmam, ben kendimi özlemiyorum mesela, sen beni neden özleyesin? Yine de, hoşgeldin, gel birlikte oyalanalım seninle. Hatta yine, bu yazımda da linç ihtimali var, belli mi olur çok eğlenirsin belki yine. Ekşi sözlükte iki sayfa daha yardırırlar belki hakkımda.
….. Kendimle ilgili bir yorum hatırlıyorum, yaklaşık şöyle bir şeydi; bu kadın evli olamaz, manyak bu, bu manyağın kahrını kimse çekmez, Sarhan karakteri tamamen “fikşın” olmalı. Bunu bana link atmıştı biri (Galiba Meliha? Emin değilim, hafızam çok zayıf artık) pek eğlenmiştik. Sarhan’a da, bana o kadar kızıyorlar ki senin varlığını sorguluyorlar artık demiştim… O da zaman zaman kendi mevcudiyetini benimle ilişkilendirmekte zorlandığından bahsetmişti hatta.
Sonra gülüşmeler falan… Değil tabii kızmıştım.
Neyse konu bu değil. Konu şu: Okul.
Okulların açılışıyla ya da açılamayışıyla ilgili endişelerim.
Şöyle düşünüyorum, milli eğitim bakanı bey gerçek bir özel okul sahibi gibi genel iyiliği değil velilerin gönlünü eylemeyi düşünerek garip bir karara imza attı. “seyreltilmiş eğitim!
Seyreltilmişşş!
Çünkü çok yoğun ve dolu ve kaliteli, bir eğitimden geçiyordu öğrenciler, müfredat kuşa dönmemişti yıllar içinde, okullar fırıldak gibi puan yükselterek notlamıyor, iki karneli eğitim yapılmıyordu…
Dönem ortasında sınav yapılmayıp pat pat sınıf geçirileceği söylenmemiş, öğrenciler iyice rehavete itilmemişti.
Çalışmayan eba tv ile, demoralize olmuş öğretmenlerle, tembelliğe bahane arayan, uzaktan eğitimde online olup, sesi kapayıp, yanda oyun oynayan öğrencilerle…
Bir de seyrelterek eğitim yapılacak ki tam şahtık şahbaz olduk olacak. Şahane!
MEB’e covid covid diye baskı kurup kamuoyu yarattığınız için mutlu musunuz? Bence olmalısınız. Çocukların bir yılı daha çöp oldu, emeği geçen herkes kendisiyle ne kadar gurur duysa az.
Evet, böyle bakıyorum olaya.
Bu adamlara kamuoyu oluşturmak için baskı yapmayı bırakın, saçma bir şey yapacaklar daha kötü olacak demek istiyordum bu yazımda ama artık çok geç. Olan oldu.
Seyrelterek anlatayım şimdi size durumu.
Önce şunu aklımızda tutalım. Lise ve üniversite sınavları var. Yapılacak. Hiçbir öğrenci muaf değil. Bu bilgi cepte. Sınıf geçmeyi falan salın, belli ki aynı geçen sefer gibi şak şak geçirecekler ama bu iki ana sınava odaklanın.
Muhtemelen basit bir sınav olacak ve herkes bir yerlere yerleşecek ama yine de (Unutmayın bu bir sıralama sınavı. Öğrenciler en yüksek not alan çocuktan itibaren sıralacak)…
Diyorlar ki yoğunluk ve şehre göre formül yapabiliriz. Yani bazı şehirlerde tam zamanlı okula gidilecekken bazı şehirlerde hibrit olabilir. O zaman tam zamanlı okula giden öğrenciler arada bir okula giden öğrencilerin haksızca önüne geçmiş olmayacaklar mı?
Diyorlar ki yoğunluğa göre kısıtlama gelebilir. Yani belki bazı şehirlerde okulları tamamen uzaktan eğitimle yönetecekler. O zaman okula giden ve online “eğitim” alan çocuk arasında bilgiye ulaşım anlamında çok devasa bir fark olmayacak mı?
Çocukların hepsine aynı imkanı sunmayıp aynı sınava sokmak haksızlık olmayacak mı?
Veliler baskı yapıyor, yönetim gaz almak için böyle hibrit proje fışkırtıyor, seyreltilmiş yöntem fırtlatıyor ama iyi mi oluyor?
Haftada üç gün okula giden çocukla beş gün okula giden çocuk arasında hastalık kapma riski çok mu farklı. Ben çok farkedeceğini sanmam. Hijyen kurallarına uymazsan 1 günde de kaparsın, tatilde de kaparsın.
Ben (tamamen ben olarak) okulların doğru düzgün açılması tarafındaydım. Çünkü bunun dışındaki formülleri realiteden uzak buluyorum. Çin’de açıldı, Almanya’da açıldı. Açılmayıp ne olacak?
Şöyle bir dünya olsa tamam, sınav yok; herkes istediği lisede üniversitede girip okuyor. Mezuniyet notlarına göre yerleşiliyor mesela. Mezuniyet notuna okulun kendi başarı puanı ekliyor ve buradan bir sıralama yapılıyor falan, anlarım. O zaman evde oturup ineklesinler mesela (ki gençler okula gitmek istiyorlar, benim etrafımda okullar açılmasın diyen bir tek genç yok).
Yok, mesul olunan bir müfredat ve bu müfredattan hareketle bir seçme ve yerleştirme sınavı yapılacaksa, o zaman o müfredatı adam gibi öğretecekler. Yok okullar arada bir açılsın, özel okul öğretmenleri kısa dönem çalışma ödeneği ile asgari ücreti ptt’de kuyruk bekleyerek almak suretiyle mağdur edilsin ve buna ek olarak haftanın altı günü okula gitsinler ama üç gün denk geldikleri öğrencileri de bu sınavlarda varlık gösterebilecekleri kadar iyi eğitsinler,
Devlet okulu öğretmenleri (işini düzgün yapmaya çalışan, idealist öğretmenleri tenzih ederim) çocukları eba’ya atıp çekilsin, evdeki zamanlarında da seçtikleri öğrencilere online özel ders versinler,
Bu çocuklar bu vaziyette sınava girsin. Öyle mi? Mantıklı geliyor mu bu size?
Gelmiş olmalı ki bunu talep ettiniz ve tebrikler. Aldınız.
Bana gelmiyordu. Başımızda uzun süre kalacağı belli olan, hala aşısı bulunamamış, bulunduğunda da bizim aile hekimliğine gelmesinin ne tarihi bulacağı belli olmayan bir hastalıktan ne zamana kadar saklanabileceğimizi bilmiyorum. Saçma buluyorum.
Benim önerim şuydu, maskemizi takarak, ellerimizi sürekli yıkayarak, sosyal mesafe kurallarına uyarak, maksimum düzen, dikkat ve hijyen ile hayatı sürdürmek. Yani kocam işe gidiyorsa ki gidiyor, ben migros’a gidiyorsam ki gidiyorum, oğlum da okula gidebilir. Hepimiz çok dikkat etmeliyiz elbette. Ve elbette hastalanabiliriz.
Yalnız bizim 6. Kattaki yaşlı karı-koca komşu evden çıkmadıkları halde hastalandılar. Kendileri de anlamadılar nasıl kaptıklarını. Artık sucudan mı, kuryeden mi, sanal marketten mi belli değil.
Bütün yaz fır fır gezen insanların iş okula gelince bu takındıkları tavır garip değil mi?
Ha, bu arada benim oğlum 11. Sınıf. Yani ne lise sınavına ne üniversite sınavına hazırlanacak. Bu sene bizim en rahat senemiz. Dolayısıyla herkese don olandan teknik olarak bize döpiyes çıkar. Sınav derdimiz yok.
Ben sadece gözüme batan bir durumun altını çizmek istedim.
Çeşme’de Bodrum’da gezerken virüs kapmaktan korkmayan insanların iş okula gelince neden bu kadar tepkisel olduğuna şaştığımı söylemek istedim.
Söyledim.
Bu da bazı kişileri rahatsız edebilir, olabilir, seyrelterek okuyun yazılarımı, daha az rahatsız olursunuz.
Sağlıklı ve mantıklı haftalar dilerim.