NEREDEN NEREYE…

Merhaba sevgili okur. Bak yıllar yıllar geçti, ne konuşuyorduk ne konuşur olduk, göreceksin şimdi…

Sana ilk yazdığım yazılardan biriydi hatırlıyorum, çocukla dışarı çıktığında kaybolmasın diye yöntemler öneriyordum. Misal yurt dışına çıkarken bütün bilgilerinizi bir flash belleğe kaydedip bunu çocuğun boynuna bir kolye gibi asmanı önermiştim. Atletinin içinden sallandır da bi yere takılıp kendini boğmasın demiştim.

Yurt içinde ama kalabalıktaysanız, çarşıda, alışveriş merkezinde, pazarda, elinin üstüne çıkmaz gazlı kalemle telefonunu yaz demiştim.

Birlikte yürüyecekseniz ama çok kalabalıksa birbirinize el bileklerinizden bağlanabilirsiniz bir şekilde demiştim. Hatta bir aparat vardı, ara bağı uzun bir çeşit kelepçe. Bir ucu kendi koluna bir ucu çocuğun koluna takıyorsun. O zamanlar öyle bir şey vardı, resmini paylaşmıştım seninle…

Yıllar geçti. Benim oğlum okulla başka şehirde şu an. Fransız okulları arası spor turnuvası var, gittiler… 

Eline telefon numaramı yazmaya kalktığımı düşündüm de Atahan’ın….

Benim Atahan’ın üstüne not düşme olayım vardır ama, sünnet ameliyatına girerken de elinin üstüne “sünnet” yazmıştım kocaman. Çocuğu ameliyata sokup apandistini falan almaya kalkmasınlar diye yanlışlıkla…

Hatta bununla ilgili bir yazı yazmıştım, çünkü tam da korktuğum olmuştu, hasta kartları karışmıştı ve başka hasta diye benim oğlumu almaya gelmişlerdi hastanede.

Ülkenin en iyi hastanelerinden birinden bahsediyoruz bu arada… Neyse… Arşivimden bulursunuz, hayli komik bir yazıydı o da…

Bu kez bambaşka bir şey anlatıcam sana.

Ben bu hafta kocama ulaşamadım, telefonla ilgili bir sorun oldu ve ben kaza yaptı sandım ve çok korktum, gerçekten ÇOK korktum ve….

Ve gördüm ki bende hiçbir bilgi yok…

Mesela polisi arıycam kocamın arabasının plakasını ezbere bilmiyorum, ofisinin açık adresini ezbere bilmiyorum, arabasının marka-model ve yılını tam bilmiyorum, ofisteki normal masa üstü telefonların (santralin) numarrasını bilmiyorum ve kayıtlı da değil…

Yani bir şey oluyor ve polisi arıyorsun ve sorduğu hiçbir soruyu cevaplayamıyorsun, öyle mal gibi bir iş ki…

Neyse bir şey yokmuş, çok şükür, onu atlattık da…

Ben bu konularda, hani, “numarası kaç, adresi ver, kimle gidiyorsun, numarası ne?” falan demeyi ar meselesi ettiğimden, kocamdan fazla bilgi istemeyi bir acizlik, zayıflık ve özgüvensizlik kabul ettiğimden ve insanların kişisel alanlarına saygım olduğundan ve o çemberi ite ite asla zorlamadığımdan…

Bir aksilik oldu ve hiçbir şey bilmediğim için elim kolum bağlı kaldım.

Tabii evdeki tabletten maillerini açtım ve beraber çalıştığı arkadaşının yolladığı maillerden cep telefonunu buldum ve araç sigortalarımızı yapan arkadaşımızı aradım ve kocamın arabasının detaylarını istedim ve Allahtan evde nüfus cüzdanı fotokopilerimiz olduğundan hemen tc kimlik numarasını aldım falan ama…

Ortalık ayağa kalktı tabii

Şimdi her şey 

1)    Telefonumda kayıtlı

2)    Telefonumda evernote diye bir program var, not alıyorsun onda yazılı

3)    Bir post-it e de yazdım arabamın torpido gözüne de koydum.

Yarın öbür gün oğlum da araba kullanmaya başlayacak, arkadaşlarıyla gece çıkacak falan ve ben böyle panik olmak istemiyorum bir daha.

Evde de şöyle bir anlaşma yaptık.

1)    Herkes birbirine dair bilinmesi gereken tüm telefon ve adres bilgilerini bilecek bu şu demek Atahan kiminle arkadaşlık ediyorsa bende de telefonu olması lazım. Aynı şekilde benim arkadaşlarımın telefonu da onda ve kocamda olacak.

2)    Birbirimizin o an telefonuna cevap veremiyorsak bile ya telefonun otomatik sms gönderme hizmetini kullanıcaz ya da hayır’a basıp meşgule atıcaz. Çünkü çalıp çalıp karşı taraf açmadığında panik olunuyor.

3)    Bir yere gideceğimizi söylediysek oraya gidicez. Fikir değiştirdiysek yeni destinasyonu bildiricez ki bir aksilik olursa insanlar nerede arayacaklarını bilsin.

Bak sevgili okur, bunlar belki senin normalde de yaptığın şeyler… Şahane o zaman, bizde durum böyle değildi. Bizde üçümüzde de kendi kişisel alanlarımız önemlidir. Münferit ve bir birine alan bırakan insanlarız biz. Şimdi de bunda bir değişiklik olmadı ama bilgi toplamak ve bir içerik oluşturma kararı aldık. İyi oldu bence, isabetli bir şey yaptık.

Yapmadıysan sana da tavsiye ederim.

Polis soruyor çünkü.

Güzel haftalar dilerim…

xxx

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

twitter:mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)