KISA KISA OLAYLAR VE YENİ ROMANIM

Merhaba sevgili okur, bu hafta seninle yeni romanımın kapağını paylaşmak istiyorum, hazır mısın?

Ama önce özetler. 

Okullar açılmasın diye yaratılan kamuoyu ve açılmamalı haberleri çok kısa sürede önce “eğitimde eşitsizlik oluyor”, hemen ardından da “açılmalı” haberlerine bıraktı farkında mısın? Neden? Çünkü evinde tableti, diz üstü bilgisayarı, en üst limitten interneti (ancak yetiyor yapılan işlere) olanla olmayan, Eba’ya bağlanamayan ile 9 dersten özel ders alan çocuklar arasındaki fark çok çok ÇOK açıldı. 

Peki, böyle olacağını söylemedik mi? İmkanı müsait ailelerin çocukları ile daha mütevazi bütçelerle geçinmek durumunda olan ailelerin çocukları arasında uçurum olur demedik mi? Bu çocuklar aynı sınava girecek ayıp olmuyor mu demedik mi? Sınav ertesi PR başarı hikayeleriyle bu iş yürümez demedik mi? Acun’un tablet dağıtmasıyla olmaz demedik mi? Neymiş efendim Eba çökmüş. Hadi canım! Nasıl olur!  MU? Ama illa yaşayarak öğrenmesi gereken kitle yaşayarak öğreniyor işte. 

Demiştim.

Bu dönemde belli bir meslek grubuna saygımı kaybettim ki onlar kendilerini biliyorlar. Bu bakkal kafasıyla çok yakışıksız işler… Olmadı. Hepsi değil tabii, işini layığıyla yapanları tenzih ederim ama bir kısım var ki hakikaten olmadı. Bazı meslekler özveri ister. Doktorluk, avukatlık, öğretmenlik. Bunlar insana birebir müdahil olduğun işler. Burada bakkal gibi, mühendis gibi olmaz. Böyle bir mizacı olan insan bu işlerden uzak olsa iyi olur. Kambiyoda çalışın güzel kardeşim. Gidin bir ofiste çalışın. Başka iş mi yok memlekette. İnsan önce kendini bilecek. Sen nasıl bir insansın bilip ona göre meslek seçmek lazım.

Bu arada doktorlar için çok üzülüyorum. İlk başlardaki yusuf yusuf bitti yine sağlık çalışanlarına şiddet olayları başladı, yahu ayıptır! Delirdiniz mi? İnsanlar cılkı çıkmış şekilde aylardır deli gibi çalışıyor bu nasıl bir hadsizlik aklım almıyor. Bu arada sağlık çalışanlarının covid olduğu için işe gelemedikleri günler maaşlarından kesiliyordu, bu hatadan dönüldü, isabet oldu ancak sanıyorum bir şey kaldı. Covid sebebiyle kaybettiğimiz sağlık çalışanlarının, emekliliği dolmadıysa ailelerine maaş bağlanmıyor. Bu olmaz yalnız, günahtır. Bu böyle ise (hala) düzelmesi çok doğru olur.

VE

Son romanım matbaaya gitti. Bu beşinci kitabım ve sanki ilk kitap gibi heyecanlıyım. Çok klasik ama gerçek. Bu sefer farklı bir yazım tekniği ile yazdım ve okurken çok başka bir lezzet alacağınızı umuyorum. Her kitabımın bir öncekinden iyi olmasını istiyorum, bunun için çabalıyorum. Yazarken sürekli kendimle ve bir önceki kitabımla yarış ediyorum. Bu romanımın da bir öncekinin önünde olduğuna ikna olmasam asla yayıncıma yollamazdım dosyayı. Bu illaki daha “komik” ya da daha “korkunç” demek değil sevgili okur. Bu, ben yazar olarak kendimi bir sonraki seviyeye çekebildim mi, yazar olarak daha iyisini yapabildiğime ikna oldum mu demek.

Misal, bir tane yarım bıraktığım dosya var. Bahsetmişimdir belki daha önce, yazıp yazıp yarısına geldiğimde yok olmadı deyip bıraktığım. Kenarda duruyor öyle. Baştan başlanmayı bekliyor. İçime sinmese bu da kenara ayrılırdı ama bu romanımdan ben çok memnunum. Kapağından ayrı, hikayesinden ayrı, tarzından ayrı memnunum. Çok içime sindi bu kez.

ÜRPERTİ

Yayın Evi: Yitik Ülke

Yayın Yönetmeni: Kadir Aydemir

Kapak Tasarım: Ebrahel Lurci

Bir aksilik olmazsa Ekim sonu-Kasım gibi dağıtımı başlar diye umuyoruz ama malum, çok manyak bir dönemden geçiyoruz. Kitap matbaada, piyasalar pert, biz de ne olacak çok da ön göremiyoruz. Gelişmelerden haberdar edeceğim.

Ben çok heyecanlıyım sevgili okur. Umarım her şey planladığımız gibi gelişir. 

Nasip kısmet biraz da bu işler. 

Benden haber bekle.

Tüm dileklerinin gerçekleştiği bir hafta dilerim herkese. 

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)