Dün gibi, çocuklar için etkinlik rehberi hazırlıyorum. Oğlum küçücüktü ve çocuğunuzla yapabileceğiniz oyunları, gidebileceğiniz ritim atölyelerini, çocuk tiyatrolarını, oğlumla beraber deneyip beğendiğimiz şeyleri sen sevgili okur ile paylaşıyordum. O zaman da şehir dışında yaşıyorduk ama şehir böyle sirke dönmemişti, dolayısıyla arabamıza atlayıp pat oraya pat buraya gidebiliyorduk. Belki Google Maps yoktu ama hayat çok daha kolaydı. Aradan yıllar geçti, seninle çocukları büyüttük sevgili okur. Beraber bakıcı seçtik, okul seçtik, liseye hazırladık, üniversiteye hazırladık çocukları. Evden uçtular işte…
Oğlum yaz tatili için yanımıza gelmişti, tekrar gidiyor bu hafta. Yeniden hayatımızda kocaman bir boşluk. Bu kez sana yalnızlıkla baş etme rehberi yazayım dedim sevgili okur. Çocuklar üniversite için evden ayrıldıklarında neler yapabiliriz bir bakalım.
OKUL
Öncelikle biliyorsun, şu ikinci üniversite işini hep söylüyorum. Lütfen bir ilgilen. Ders çalışmak çok zaman alan bir şey. Gerçekten çalışmaya, özet çıkarmaya başladığın an zaman nasıl geçiyor anlamıyorsun. Böyle laf olsun diye değil, ciddi ciddi. Hem unutma, hayatta hiçbir şeyi “laf olsun” diye yapmayan bir jenerasyon bizimki. Şöyle güzel bir ders çalışıyoruz çocuklar yokken.
SPOR
Spor hayatımızda hep olmalı. Hafif ağırlık antrenmanları, yürüyüş, esneme çok değerli. Hem kendi bedenimizden memnun kalmamız, giydiklerimizi yakıştırmamız, hem kemik erimesiyle mücadele etmek için önemli. Git güreş demiyorum sana sevgili okur ama yürüyebilirsin, esneyebilirsin, minik ağırlıklarla ufak tefek hareketler yapabilirsin. Aç utube’u, yerli, yabancı binlerce spor videosu var, yeni başlayanlar için pilates de, yoga de, ne bileyim sırt ağrıları için esneme hareketleri de… Binlerce içerik çıkacak karşına, birinden başla.
EVLATLIK
Eğer ölene kadar bakacaksan bir kedi yada köpek sahiplen. İnsana yol arkadaşı oluyor. Masrafını düşünme, neden düşünme, çünkü terapi daha pahalı. Seni seven, yanına yatan, sana sarılan, seni özleyen, bekleyen, sıcacık yumuşacık bir can. Onunla ilgilenmek, mamasını hazırlamak, tüylerini taramak, oyun oynamak inanılmaz keyifli. İnanılmaz mutlu ediyor insanı.
STORYTEL
Kitap dinle. Ben de Covid’den beri kitap okuyamıyorum. Ders kitaplarını okuyorum o ayrı ama oturup roman okuyamıyorum. Zaman da kalmadı açıkçası, okuma yapılacağı zaman ders kitabı okumam gerektiği için, takıyorum kulaklıkları, çarşıda, arabada, metroda, evde, yürüyüşte kitap dinliyorum. Binlerce kitap, klasikler yeniler, ne ararsan. Şahane oluyor, ayda 4-5 kitap bitiyor. Çok öneririm.
SANAT
Sonbaharla birlikte şehir etkinlikleri de başlayacak. Tiyatro, müzikal, bale, opera, konser. Yaşadığın şehrin şehir etkinlik rehberini sosyal medya üzerinden takibe al, uyarıları aç ve beğendiğin organizasyonlara katıl.
YEMEK
Kendine bir rutin oluştur. Mesela, atıyorum, Cumartesi akşamları değişik bir lezzet deneme akşamınız olsun. Değişik bir yemek tarifi bulup kocanla ya da sevgilinle veya kankanla (hayatında biri varsa onunla, yoksa en değerlinle, kendinle) o yemeği hazırlayıp güzel bir yemek ve film akşamı yap. Benim favorim Burrata salatası, İtalyan makarnası ve korku filmi. Ne yazık ki şarap içemiyorum artık, kolit aldı başını gitti bu ara ama buzlu kefir veya şekersiz limonata ile de mutlu olmayı öğreniyor insan.
ÇAY
Güzel bir çay bul. Bana teyzem Doğuş Gurme demlik poşet önermişti, hakikaten çok başarılı. (Biliyorsun ben reklam almıyorum yazıma, fikrim neyse onu yazıyorum) Kendine bir çay keyfi, çay saati belirle. Çay keyfi yap sevgili okur, İngilizler işi biliyor. Çay saati ve yanına minnoş ufak bir kurabiye çok güzel bir keyif.
BAKIM
Haftanın belli bir gününü cildine bir maske yapmaya, ya da oje sürmeye, ya da saçına maşa yapmaya ne bileyim, kendinle ilgilenmeye ayır. Bir film aç, böyle eğlenceli bir şey, mesela Aşk- Memnu, ciddiyim. Firdevs Hanım milleti aşağılarken sen ayaklarına oje sür. Kendine ayırdığın bir saatin olsun.
Kayınvalidemle konuşuyorduk geçende. Annem Ankara’da bu ara, ne zaman geleceğini sordu, haftaya gelecek dedim, dedi ki ‘ne iyi olur gelirse, biraz beraber vakit geçiririz. Arkadaşlarımız öldüler hep, hayatta kalanlar çok kıymetli’…
Yaşlar ilerliyor, herkesin kendi hayat mücadelesi başlıyor, çocuklarımız da kendi düzenlerini kuracak, arkadaşlarımız bir bir azalacak… Şu zamanları güzel geçir sevgili okur. Kendini çok yorma, çok üzme. Kendini kendinle kalmaktan zevk alacak şekilde geliştir. ‘Kendini kendinle kalmanın yalnızlık olmadığını bilecek şekilde yetiştir’. Hayatındaki insana iyi bak, kendisini iyi hissettir. Kendini de etrafındakileri de sev. Sen mutlu ol ki çevren de mutlu olsun.
Kendini sevdiğin bir hafta dilerim.
xxx
Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 20 senedir “yapıcam”.
DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:
www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com
Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)