ERKEKLER, ERKEKLER…

Ne zaman peki diyeceğiz?

Karı koca (ya da sevgili) arasındaki güven ilişkisi çok önemli. Taraflar birbirlerinin aklına, fikrine, zekasına, zevkine güveniyorsa ne ala, pek çok meseleyi daha kolay çözmek mümkün. Yine de ara sıra şirazeler kayabiliyor…

Yavaş yavaş açalım sevgili okur.

Biz Sarhan’la genç denebilecek bir yaşta evlendiğimizden (25) ve kafaca da uyuştuğumuzdan arkadaş olabilmeyi başardık. Arkadaş derken yanlış anlaşılmasın, evliyiz, karı-kocayız nur topu gibi bir oğlumuz var ve kendisini leylekler getirmedi, onu demiyorum. Biz iyi anlaşırız.

Aynı tarz filmleri severiz, aynı tad yemekleri tercih ederiz, aynı tip tatilden zevk alırız. Birlikte basketbol maçlarına gider, macera veya korku filmleri izler, cinayet kitapları okuruz. Beraber spor yaparız, yürürüz, koşarız. Beraber kahve içmeye gideriz mutlaka birbirimize anlatacağımız çok şey vardır ve çok güleriz (maşallah deyin).

Ben Sarhan’ın zevkine kendi zevkimden fazla güvenirim. Açıkçası, Sarhan annesinden geçen bir takım genler yüzünden (annesi heykeltıraş-ressam) güzel olanı ya da doğal duranı benden daha hızlı seçer. Ben çok zevkli olamayabiliyorum. Şöyle saçma durumlar yaşarız; ben Sarhan’a göstermeden eve hiçbir dekor eşyası alamam. Çünkü muhakkak beğenmez, muhakkak değiştirir. Arkadaşlarım şahit, minik bir sandık beğendim de gittim geldim baktım günlerce, satın alamadım. Ne zaman Sarhan baktı “olabilir” dedi öyle aldım.

Benim iyiliğimi istediğine dair inancım yüzünden bazı giyim-kuşam konularında da mutlaka fikrini alırım.

Gelelim sadede;

Biliyorsun yeme/içme/spor konularına hayli özeniyorum. Bir hayli kilo verdim, güzel spor yapıyorum. Tamam, genç kız gibi değilim elbette ama yaşıma göre fena sayılmam. Her insan gibi ben de kendimi beğenip, görüntümden memnun kaldıkça daha iddialı kıyafetlere kayma eğilimi gösteriyorum. Fakat durumun farkındayım sevgili okur! Çok dürüstüm kendime karşı bu konuda ve saçma sapan bir görüntü yaratmamak için dikkat ediyorum.

Ben: Bu deri pantolonlar var ya

Sarhan: Hım?

Ben: Çok hoş duruyorlar

Sarhan: Hım?

Ben: Pinterest’te bakıyorum, Kendall Jenner giyiyor mesela, nasıl güzel

Sarhan: Kendall Jenner’ın boyu kaç, kaç kilo, bacak boyu kaç santim?

Ben: Muhakkak! Öte yandan tek bir çeşit, tek bir kesim pantolon da yok. Bana göre, bana uyan bir model de bulabiliriz belki. Eğer beraber bakarsak bugün?

Sarhan: ….. Bakalım

Bundan sonraki aşamada kendini vurmak üzere bir adamla mağaza mağaza gezip, bir sürü kadının arasında (kadınlar kabini bölgesi) adamı bir yere oturtup, sürekli giyip giyip gösteriyorsun tabi… Tek beklentin dürüst bir şekilde sana en yakışan pantolonu seçmene yardım etmesi.

Ben: Nasıl?

Sarhan: Cheap!

Ben: Bu?

Sarhan: Noble değil!

Ben: Bu?

Sarhan: 20’li yaşlarda olsan olabilirdi.

Ben: Bu?

Sarhan: Çok parlak

Ben: Bu?

Sarhan: Çok dikiş yapmışlar buna

Ben: Bu?

Sarhan: O fermuarlar olmamış

Ben: Bu?

Sarhan: Fazla seksi

Ben: Bu?

Sarhan: Olmamış

Bütün gün sevgili okur. Bü-tün gün. Ve siyah deri pantolon almak üzere çıkıp siyah kot pantolon alıp döndük. Çünkü bunun dışındaki modeller “nobıl” değildi…

 

Ben: Biliyorsun senin zevkine güveniyorum

Sarhan: Hım?

Ben: Ama yani ayna da var. Bakıyorum aynaya, kötü görünmüyorum, aksine iyi duruyor…. Yani emin olamıyorum hakikaten güzel veya proper değil diye mi itiraz ediyorsun yoksa kıskançlık falan mı yapıyorsun emin olamıyorum. Yani o çok fermuarlı dediğin pantolonu çok beğendim, bence çook yakıştı ve çok da şık bir pantolondu, ayrıca o mağaza öyle basit duracak bir tasarımı zaten yapmaz biliyoruz ama ona da itiraz ediyorsun… Ben beğendim… Sen gerçekten beğenmedin mi?

Sarhan: Pantolon sana yakıştı ama bence senin yaşına uygun değildi.

Ben: Hım

Sarhan: Çok beğendiysen alabilirsin ama giydiğinde kendini rahat hissedeceğini düşünmüyorum

Ben: …… Peki

Karı-koca (ya da sevgili) arasında güven ilişkisi çok önemli. Yanınızdaki adam size “Bunu yapma” ya da “bunu giyme” diyorsa muhakkak kıskançlıktan olabilir. Ancak sanıyorum o kıskançlığın altında o giysinin sizde yaratacağı imaj ve diğer erkeklerin size baktığında ne düşüneceğine dair bir takım endişeler de taşıyorlar. Dolayısıyla sevgili okur, tamam bir şeyleri beğeniyor, hevesleniyor falan olabiliriz… Ama sevdiğimiz insanları kırdığımıza, gerdiğimize, sinirlendirdiğimize, üzdüğümüze değmez inan bana…

 

Elbette kendimizi iyi hissedeceğimiz, beğendiğimiz, yakıştığını düşündüğümüz şeyleri giyeceğiz, takacağız, süreceğiz. Elbette kendi kişisel zevklerimizden abuk sabuk kaprisler yüzünden vazgeçmeyeceğiz. Ama sevdiğiniz adam size “bunu boşver” diyorsa… Bazen “bir bildiği vardır” diye de düşünebiliriz…

En zoru o dengeyi sağlamak ilişkilerde. Ne zaman direnip ne zaman “peki” diyeceğini bilmek hiç kolay değil. Bu da zamanla, tecrübeyle olacak.

Bence hiçbir gömlek, hiçbir etek, hiçbir pantolon, hayatınızı paylaştığınız insanı kasmaya değmez…

Sevgi dolu haftalar diliyorum…