DİZ KAPAĞI SEZONU

Ve “selfi” insanları

Küresel ısınma, kuraklık, susuz kalma riski derken kendi halinde bahar aylarından geçiyor gibiyiz ve Şubat ayındayız sevgili okur. Ben çocukken Şubat aylarında radyodan kar tatili anonsu beklerdik annemle, şimdi bahar dallarına bakıyoruz.

 

Normal bir yazar buradan çevresel faktörlere gelir. Çarpık kentleşme ve artan yapıların iklime etkisi falan…

 

Benim çok da normal olmadığım aşikar olduğuna göre biz buradan “selfi”lere geleceğiz. Yani;

 

Isınan havalarla birlikte kendi ayaklarının ve bacaklarının fotoğraflarını çekip çeşitli bahanelerle paylaşmaya başlayacak kadın, kız populasyonundaki artış ne olur?

 

Bugün sorumuz bu ancak önce örneklere bir göz atalım.

 

  • Kalçadan itibaren bacak resmi (bacakları mümkün olan en ince görünecek şekilde ayarlamaları yapıp, yaklaşık 50 fotoğraf çektikten sonra ve çeşitli filtreleme teknikleri uygulamanın hemen ardından)

“dostlarla deniz sefası”

“su çok güzel sen de gelsene”

 

Gibi tamamen yaratıcılıktan yoksun başlıklar altında paylaşılan diz kapağı ve ayak bileği resimleri bir tık sonra kucağımıza düşmeye başlar.

 

Sonra biz bunlarla dalga geçmeye başlarız ve adımız kıskanca çıkar. Bizim diz kapağımız yok ya, bu arkadaşlar ve onların arkadaşları bunun “çekememezliği” içinde olduğumuzu düşünürler.

 

Ve fakat tüm kadınların (hatta inanmayabilirsiniz ama) insanların diz kapağı vardır.

 

Ancak bazılarımız bunu fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşmayı yersiz bulur.

 

Sanırım durum; “aranmak” ya da “aranmıyor” olmakla alakalı ama gelde anlat….

 

Oldum bittim teşhirci kadınların “hastasıyım” biliyorsunuz. Bayılıyorum onlarla uğraşmaya çünkü çok güzel malzeme veriyorlar. Özellikle bu grubun evli ve doğurmuş olanı müthiş. Hani o engel olamadıkları “bende iş bitmedi” duygusu var ya…

 

Bu kadınları bitiren bu duygu aslında ama bu hususta bir terapiste gidip profesyonel yardım almak yerine benim yazdıklarımı kızıp bana sataşmak daha kolay geliyor sanırım.

 

Bu “bende hala iş var” modeli kadınlar genelde “çocuklarıyla kumda oynarmış” taklidi yaparak çektirdikleri her türlü bikinili ya da yırtmaçlı pareolu resimlerini tüm sosyal medyada paylaşmaya başlayınca bana bir gülme geliyor.

 

Ortalık 20 yaşında, haftada 4 gün yoga yapan taş gibi genç kızlarla doluyken sen kiminle rekabet ediyosun bacım, akıllı ol.

 

Senin başka özelliklerin var. Mesela daha olgunsun, daha çok şey biliyorsun, daha çok gördün, daha çok okudun (iyi niyetli düşünüp böyle farzediyorum) daha çok gezdin, daha çok yaşadın…

 

Entellektüel olarak daha yukardasın ve bana bunun resmini çek Abidin. 16 yaşındaymışsın gibi bacaklarını çarpık yapıp kendini “selfilemek” yakışıyor mu?

 

Spor yapıcam form tutucam diye dizi, dirseği, bileği yemiş atmışsın. 1 gün spor yapsan 3 gün her yerin et kesiği hasta yatıyorsun. Velevki “form tuttun” doğum çatlaklarını ne yapacaksın? O genç kız pazardan aldığı 15 liralık tayt ile senin 300 liraya aldığın sporcu taytından daha iyi görünüyor ve sen bu durumla ne kadar hızla barışırsan o kadar rahat edersin.

 

Bugünkü köşe yazımı asla kazanamayacağı bir mücadelenin içinde kendini komik duruma düşüren kadınlara hediye ediyorum.

 

Ve diyorum ki;

 

Belli bir yaştan sonra “ön plana çıkaracağınız” şey duruşunuz olursa ne hoş olur.

 

Çünkü ne kadar Iphone uygulama filtrelerinden geçirirseniz geçirin,

 

40 yaşında bir kadının diz kapakları komik duruyor…