DENGESİZ AİLELER

Bu gözler neler gördü

Bu gözler neler gördü ah sevgili okur. Bu gözler neler gördü, bu kulaklar neler duydu da hepsini burada anlatamam, yeri değil ama şunu bil çok acayip bir dünyada yaşıyoruz ve çok azımız doğru insan.

Hayat gösterdi ki normal zannettiğimiz pek çok insanın içinden böcek çıkıyor, aklıbaşında olduğunu varsaydığımız adamlar tam bir dengesize dönüşüyor. Ben şaşırmaktan yoruldum ama gel gör ki insan dediğimiz canlı saçmalamaktan yorulmuyor.

Yeni tanıştığım bir kadın arkadaşım bana gülerek;

-İşte sonra bizim çocuğu da almışlar içirmişler, sarhoş etmişler ahahahaa
– Şaka mı yapıyosun?
– Yok ciddi, babası, amcaları hep beraber mangalda al sen de iç falan, içirmişler benimkini de kafayı bulmuş, sarhoş geldi eve

Bu konuşma gerçekleştiğinde çocuklarımız 10 yaşındaydı. Yani amcalarının ve babasının içirip sarhoş ettiği çocuk on yaşındaydı. Bizimkinden daha gelişmiş ülkelerde bu çocuk tacizine bile girer, devlet gelir alır o çocuğu elinden. Oysa burada “anne” dediğimiz canlı ( ki anne dediğin herkes aklını yitirse dahi aklına mukayyet olup çocuğunu korumakla görevli) gülerek anlatabiliyor bunu. O nasıl bir hayatsa artık nasıl bir dünyaysa yaşadığı normalleşmiş bu.

Geçen akşam bir araba durdu, şoför indi ve yürümeye başladı. Sarhan’la bir süre bakakaldık.

Sarhan: Doğru mu görüyorum?
Ben: Arabayı o mu kullanıyor?
Sarhan: Doğru mu gördük?
Ben: Yağmur yağıyor ama oydu yani
Sarhan: Ben bi babasına sorucam

Çocuğu tanıyoruz, babasını da. Babası “evet” demiş.” Çok ısrar etti. Aaa sizinki istemiyor mu? Bizimki evde kapıları çarptı. Kullanıyor evet.”

12 yaş sevgili okur. 12 yaşındaki çocuk antrenmana arabayla geliyor, kendi kullanıyor, babası da yanında oturuyor. Birine çarpsa hemen değişecekler babası “ben çarptım” diyecek.

Buralar yazın da atv ile gezen çoluk çocuktan geçilmiyordu yalan mı? Pat diye atlıyorlardı önümüze, ben kaç kez son anda durdum.

Şimdi annelik-babalık 101’e dönelim. Yani anneliğe babalığa giriş ders1, sayfa1:

Çocukların her istediğini yapmıyoruz.

Onlar çocuk, isteyebilir. Biz yetişkiniz, aklı başında davranması gereken biziz.

“Hayır” demek bizi kötü anne baba yapmaz.

Bunu söylemeye gerek var mı? Şu olaylar yazı konusu olamayacak kadar saçma değil mi?”Küçük çocuklara araba kullandırmayın ya da içirip sarhoş etmeyin” diye köşe yazısı mı yazılır? Düşün ne kadar saçmasın ne kadar aptalca hatalar yapıyorsun Türkiye. Ne kadar bilinçsiz, ne kadar cahilsin.

Sonra Sarhan’la konuştuk. Çocuğa hayır diyememek için ne boyutta bir psikolojik yokluk içinde olmalı insan?

A) Çok kötü bir şey yaptın, çocuk bunu yakaladı onun ezikliği içindesin.
B) Çocuğun başına çok kötü bir şey geldi zamanında, mani olamadın, kendini suçlu hissediyorsun bunun ezikliğiyle her şeye tamam diyorsun.
C) Çok ciddi fakirlikten geldin, para kazandın ama aklını kaçırdın, “arabamı, al sana araba” gibi bir delirme hali içindesin
D) Kötüsün ve bilinçli olarak kendi çocuğunu sabote ediyorsun.

Nedir? Hangisi? Bir insan hangi noktada oniki yaşında çocuğunun altına araba verip trafiğe salar ya da gel içelim güzelleşelim diye on yaşındaki çocuğunu sarhoş eder? Neden?

Hani okuyoruz ya sonra kız arkadaşının kafasını kesti falan diye. “Ay dengesizmiş oğlan” falan diyoruz hani.

 

Aileler yapıyor işte!

O dengesiz, manyak çocukları aileler yetiştiriyor.

Benim söyleyeceğim şu. Toplumsal bir iyileşme, düzelme falan peşinde değilim. Ben bu toplumdan ve insan denen canlıdan ümidimi çok önce yitirdim (bu gözler neler gördü demiştim dimi?) Yani bir “haydi elele verelim ve daha güzele bir adım atalım” yazısı değil bu.Benim yaptığım işi yapanlar insanların en çirkin hallerine şahitlik ediyorlar ve itiraf etmeliyim “bütün dünya buna inansa hayat bayram olsa” moduna “hadi len” dediğimde 9 yaşımda falandım zaten. Olayın hümanist kısmını geçelim, gerçekçi olalım:

Manyaklıklarınızı evinizde, dört duvar arasında yaşayın. Abukluklarınızla bizim çocuklarımıza tehlike oluşturmayın sokakta. Çocuğun araba kullanacaksa al bir yere götür orda ağaca duvara falan çarpsın, ne haliniz varsa görün. Burada bizim çocuğumuzun yürüdüğü, bisiklete bindiği yerde başımıza bela olmayın kardeşim.

Sevilmiyorsunuz, istenmiyorsunuz, kabul görmüyorsunuz, cahilsiniz, yaşadığınız toplum için tehlike oluşturuyorsunuz, yanlışsınız.

 

Tuhaflıklarınızı umuma kapalı yerlerde yaşayın, bizim çocuklarımızın da başını yakmayın.

Yeterince açık sanırım…