BİR DUYU EKSİK

Sağ tarafıma üfleyerek başlıyorum sevgili okur. Hazır mısın?

Allah sevdiği kullarını denermiş. Bakarmış bakalım, bu kulum isyan edecek mi? Edersen yanarsın, dayanacaksın. Diyeceksin ki ben Allah’ın sevgili kuluyum bunlar hep ondan başıma geliyor. Peki, sevdiği kullarını el üstünde tutsa? Sadece öte tarafta değil bu tarafta da? Ben böyle derdim yani anneme. Annem yorgun bir şekilde iç çekip derdi ki, her şey yolundayken herkes iyi. Peki, sen onun sevgisine layık mısın bakalım gerçekten? Her şey iyi değilken de iyi misin?

Annem bizi daha küçük yaşlardan Allah korkusuyla büyüttüğünden bizde din konuları kilit. Yani Leyla hazretleri  ne buyurduysa o. Yani kafana 12. Kattan beton mu düştü, diyeceksin ki çok şükür bugün de canım Allahım beni test etti.

Şimdi geçen hafta sana ne güzel anlattım. Bu, bir bardak çayla mutlu olabilmek, kedimin kokusundan mutlu olabilmek, mutluluğu küçük şeylerde bulabilmek diye dimi? Hani, bir bardak çay içiyorum, oh çok şükür şifa şifa diyerek oturuyorum oturduğum yerde…. Evet, bu hafta Covid olduğumdan sanırım koku ve tat alma duygum tamamen gitti.

Yok.

SIFIR.

SI FIR!

Çıldırabilirim. Hakikaten aklımı oynatacak gibiyim. Hiçbir şeyin kokusu ve tadı yok. Hiç yok hem de. Yani, umarım Covid’den ötürüdür ya da beynimin benim için en önemli bölgesine (koku ve tat) felç indi. 

İnsan ne yapıyor sevgili okur? Yürüyor veya koşuyor. Görüyor. Konuşuyor. Duyuyor. Koku ve tat alıyor. Benden son madde çıktı. Çok şükür ki diğer organlar sağlam ama hiç tadım tuzum yok. Kelimenin tam anlamıyla hem de. Çay demliyorum yok, çikolata kemiriyorum yok, kedimi kokluyorum yok, dondurma yiyorum yok. Yok yok yok.

Oğluma şikayet ettim durumu. Oğlum dedim ben koku tat alamıyorum. Bu çocuğun bir an evvel doktor olup beni hızlı hızlı tedavi etmesini dört gözle bekliyorum. Tüm emeklerimi elma gibi tek tek toplıycam. Diyeceğim ki oğlum ben tat alamıyorum bunu çöz. Bu kadar. Artık gider hocalarına mı sorar, girer laboratuvara bir burun spreyi mi geliştirir orasını bilmem ben. Çözecek benim işimi. Ben telefonu kapattığım an hastanenin koridorlarında benim annem güzel annem beni al kollarına diye şarkı söyleyerek ağlayacak…

–        Oğlum ben koku tat alamıyorum

–        Covid mi oldun?

–        Galiba

–        Sasajfskshsf nasıl başardın ya?

Hani şarkı? Hani “benim annem güzel annem”? Hani çözüm odaklılık? Hiç, random gülmek atıyor ordan… Neyse, şükür aşıları ikişer üçer olduğumuzdan hafif geçirdik de hadisenin bu boyutu ile eğlenebiliyorum şu an. 

Türk kahvesi kokluyorum, kolonya, tarçın. Koku egzersizi denen şeyi deniyorum. Bir şey olmuyor henüz ama deniyorum. Önümüzdeki hafta da geçmezse doktora gidicem mecburen. Onlar böyle kortizonlu bir sprey veriyorlarmış galiba. Yanlış yönlendirmeyeyim, internetten okuduğum kadarıyla. Belki Covid de değilim, başka bir şeyim, test yaptırmadım sonuçta ama yüksek ateş, ardından grip, ardından ani koku ve tat kaybı = covid diyor internet. Benim durumum da böyle. 

Çok bunalım bir vaziyet ya, gerçekten.

Umarım çok uzamaz.

Kendine iyi bak sevgili okur. Dışarısı çok mikrop. Herkes hasta, kendine çok dikkat et.

Sağlık dolu bir hafta dilerim.

Benim için de bir bardak çay iç.

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)