İyi değil derler ama iyi…
Bir tuhaf huzur içindeyim. Hani (Allah korusun) ölüm öncesi iyiliği derler ya, öyle gibi. Aslında benim tipimde birisinin belki de çok rahat edemeyeceği bir yerde çalıştığım düşünülebilir. Sakin, ağır başlı, derin, sessiz, zarif… Biraz snob hatta…
Ben öte yandan daha tuhaf, garip bir mizah anlayışı olan, bağıra bağıra gülen, uygunsuz espriler yapan, gürültülü, aksi, agresif, hırslı… Biraz kaba hatta…
Eğer fırsat bulup masama oturabilir, kulaklıklarımı takıp kendimi sadece ekrana ya da klavyeye verebilirsem…
Telefonum çalmaz, önümde haber alarmları, e-postalar uçmazsa…
Her şey yolundaysa…
Bilgisayarımın başında sakin sakin müzik dinleyip, haber okumak ya da yazmak…
Her yerde yapabildiğim bir şeydi nadiren de olsa ama…
Burada, benim de adını koyamadığım bir şekilde, içimde bir huzur var…
Günün sonunda fırsat bulup kendi kendime kalabildiysem,
Vaziyet hiç de fena değil.
Nihayet, tuhaf bir huzur…
Seviyorum burada olmayı… 😉