NE ÇİLELİ MESLEKMİŞ ANNELİK

Bu annelik ne çileli işmiş arkadaş. Bir bana mı böyle geliyor çoğunlukta mı benim gibi hissediyor bilmiyorum ama ne çileli işmiş. Valla çok çeşitli işler yaptım, çeşitli yerlerde çalıştım ama hiçbir şey beni annelik kadar kasmadı yemin ederim. Yorgun hissediyorum kendimi ya. Bizim gibi “Aman canııımmm olduğu kadar” diyemeyen anneler hep perişan biliyorum. Çocuk sahibi olmanın getirdiği sorumluluğun farkında olan ve dünyaya getirdiği bu ufak canlı için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan anneler/babalar bitik durumda. Allah başımızdan eksik etmesin evlatlarımızı, hep olsunlar hep düşünelim, uğraşalım yapalım, o başka… Ama şu da bir gerçek ki başka bir hayatın, dünyaya senin getirdiğin hayatın sorumluluğu hakikaten başka bir şeye benzemiyor.

 

Derdim (pek çok diğer anneyle birlikte) şu:

 

Malumunuz bizim çocuklar TEOG sınavlarına girecekler. Elbette (çocukları delirtmemek kaydıyla) onlar için arzu ettiğimiz, hayal ettiğimiz gelecekler doğrultusunda kazansınlar ümit ettiğimiz okullar da var. Her anne babanın çocuğu için “ya şu okula gitse” dediği (ama lise ama üniversite) bir yer illa vardır. Bizim de “bunlar iyi” dediğimiz okulların hiç biri bize yakın değil. Şöyle;  biz zaten (ne yazık ki her ne kadar buralar da şehir içi olduysa) şehir merkezi sayılabilecek yerlere uzak yaşıyoruz.  Oturduğumuz yer İstanbul’ın merkezi sayılabilecek tüm ana noktalara en az 20 km. mesafede. Normal şartlarda 20 km. dediğin İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan insanlar için bir yol değil. 20-30-40 km mesafe bizler için “yakın yol”. Bizim bir yere “biraz yol var” diyebilmemiz için 100-150 km falan lazım.

 

Bu normal şartlardaki durum. Peki, İstanbul trafiği? İstanbul trafiğinde o 20 km. şehre doğru ise kafadan 2-2,5 saat demek sevgili okur. Normalde 10 dakikada alacağın yol için 2,5 saat yoldasın (sadece gidiş) demek bu. Bu durumda bizim çocuklar (şehir merkezlerine mesafede yaşayan ailelerin çocukları) kazanacakları okula nasıl gidecekler? Nasıl? Bu çocukları servise koysak sabah 05:30 sularında yollara dökülmeleri lazım. Servis dediğin zaten çocukları toplayarak gidip dönüyor, yani yol uzuyor, buna bir de trafiği ekle. Bu çocuk kaçta uyanıp yola çıkacak? Kaçta eve dönecek? Kaça kadar ödevlerini yapacak? Kaçta uyuyacak? Arada hiçbir şey yapmayacak mı? Nasıl olacak?

 

Hiçbir şey olmasa ortalama bir çocuğun okuldan döndükten sonra yapması gerekebilen şeylere bakalım;

 

1)      Varsa antrenmana veya spora/müziğe gitmek

2)      Dersane/özel hoca/ödev vs.

3)      Sinema/bir arkadaş

4)      Yemek yemek/yıkanmak/saç kestirmek/dinlenmek/kitap okumak

Sabah 05:00’de kalkan çocuk akşam saat kaçta evde olacak ve bunları hangi zaman diliminde, nasıl yapacak ve kaçta yatacak??? Bu hafta içi. Saç kestirmek, kırtasiye eksiklerini almak, proje ödevlerini yapmak vs hep haftasonu.

 

Ne yapacak bizim çocuklar sevgili okur, ben işin içinden çıkamıyorum.

 

Seçenekler şöyle;

1)      Özel şoför tutulacak ve kendi aracımızla çocuk hiçbir yere uğramadan/durmadan/vakit harcamadan tık-tık A noktasından B noktasına gidip dönecek.

2)      Hiç bu TEOG stresine girilmeyecek ve eve yakın özel okullardan birisine (Bahçeşehir Koleji/Bilfen/Kültür Fen Lisesi vs.) birine gidecek ve normal hayatımıza daha az heves ettiğimiz bir okul ile (ve bu hiç özenmediğimiz okula dahi çok ciddi paralar ödeyerek) devam edilecek.

3)      Şehirde metro istasyonuna yakın bir ev alınacak/tutulacak. Hafta içi orada hafta sonu kendi evimizde yaşanacak.

Ne yapıcaz biz? Bizim çocuklar ne yapacak? Buralarda sırf çocukların okulları yüzünden toptan şehirlere taşınan arkadaşlar var. Valla ben kendimi yeniden o merkez kargaşasında düşünemiyorum. Ciddiyim ki 3. Sayfa haberi olurum ben oralarda. Mevcut durumdaki kalabalık bile bende “ne taşındı bu kadar insan buraya, biz ne güzel sakin sakin yaşıyorduk burada, ne geldi bu kadar insan buraya” diye isyan yaratırken kendimi Levent’te, Beşiktaş’ta ne bileyim Ortaklar’da falan düşünemiyorum. Ölürüm yav. Taksim’e gittiğimde İskandinav turistler gibi gezdiğim şu dönemde hayatımdan bu kadar mutluyken biz ne yapıcaz?

 

Ne olacak bizim çocukların hali?

 

Anne baba olmak fedakarlık demek madem çekeceksin arkadaş, git Kabataş’a falan yerleş diyebilirsiniz. Kabus gibi…

 

İşin feci tarafı Saint Benoit’in etrafı yerleşmeye de “müsait” değil. Notre Dame De Sion’un karşısı ise müze. Hakikaten durum zor.

 

Bu ara yaşadığımız düşünceler böyle. Ya Enver Yücel sağolsun deyip yazdıracağız Bahçeşehir Kolejine çocuk yürüyerek gidip gelecek okula ya da ne ben de bilmiyorum henüz.

 

Diyebilirsiniz ki size yakın (Bakırköy, Ataköy, Florya, Yeşilyurt vs.) bölgelerde, civarda Anadolu ve Fen Liseleri yok mu güzel kardeşim. Güzel soru. Var güzel kardeşim. Hatta bunlardan birine girerse bedava da okuyor. Bundan bir kaç sen önce kurulmuş, evet belki başarılı olmuş ama hiç bir mazisi, tavrı, duruşu hikayesi, ekolu olmayan bir takım okullar var. Ünlü okullar da var hakkını yemeyeyim ama bu okullar “okul puanı” denen bir şeye bakıyor. Bu ne demek?

1) Bazı okullar çocukların karne notunu ve e-okula girdikleri notları şişiriyor.

2) Bazı okullar daha az şişiriyor (hepsi şişiriyor da bazısı abartıyor)

3) Sizin çocuğunuzun okulu o abartan okullardan değilse, diyelim sizin çocuk 50 net çıkardı, diğer çocuk da 50 net çıkardı, kimin okul puanı yüksekse o öne geçiyor. okul puanı olayında da o şişirilmiş karne notları rol oynuyor.

 

Aynı şekilde bütün devlet okulları din dersi sınav sonucuna da (artık din soruları arttı malum) bakmak zorunda. Yabancı okul statüsündeki okullar bu “okul başarı puanı ve din notları” hadisesine bakmıyor. Diyor ki “sen fen-matematik-türkçe ve sosyal puanlarını al gel bakalım”.

 

Demem o ki eğer Galatasaray Lisesi gibi bir okuldan bahsetmiyorsak çocuğun gireceği bilmemne Anadolu Lisesi 2 senelik mazisi ile yani ne bileyim…

 

Bu arada Galatasaray Lisesi de uzak ha, kazansa yatılı gitmesi lazım. De ki İstanbul Erkek Lisesi ki bak güzel okul ama o da uzak…

 

Ben bi Fen Lisesi mi açsam/kursam acaba eve yakın bir alt sokakta falan?

 

OOfffff.

 

Kısacası çok da kolay olmayan bir sınav gidebileceği 5-6 tane okul diyeyim ben sana. Artık nereyi tutarsa.

 

Hayırlısı olsun, Allah en doğru yolu önümüze çıkarsın, şu anda pek düşünemediğim bir opsiyon varsa falan su yolunu bulsun ve öyle olsun.

 

Hiç kolay değil anne baba olmak. Bir evlat sorumluluğu, çocuğunu sen göçüp gittikten sonra sensiz de ayakta durabilecek (hem de dünyanın neresinde olursa olsun) donanımda yetiştirebilmek. Akıllı kararlar verebilmek, öngörebilmek.

 

 

Hayırlısı olsun, Allah en doğru yolu önümüze çıkarsın, şu anda pek düşünemediğim bir opsiyon varsa falan su yolunu bulsun ve öyle olsun.

 

Hepimize çok kolay gelsin.