AHTAPOT GİBİ!

Bazen gerçekten ama gerçekten, kendimi bir duvardan diğerine vurmak istiyorum. Hani ahtapotu köpürene kadar taşa vurarak yumuşatma metodu vardır ya (adı yumuşatma olan bir yöntem bu kadar sert olsun, inanılır gibi değil) ben de kendimi köpürene kadar duvarlara çarpmak istiyorum. Pazar kahvaltısı yapıyoruz, bir yandan da sünnet düğünümüzü organize ediyoruz. Düğünü biz organize etmiyoruz aslında, […]

Organik anneler

Sevgili okur, eminim senin etrafında da kendini sağlık işlerine gömmüş anneler vardır. Yanında çocuğun yiyeceği yemekle gezen, çikolata yedirmeyen, sağlıklı yaşam kumkuması bir takım kadınlar var. Bunlar çocuklarını serada yetiştirir gibi yetiştiriyorlar. Şurayı iyi anlayalım. Çocukların kola içmesi, patates kızartması yemesi falan tabi ki iyi değil.  Ama yiyeceği ekmeği de evde yapıp çocuğu fanusa koymak […]

Yetişkin olmayı başarmak

Yapmak zorunda olduğum en zor şey yetişkin gibi davranmaya çalışmak. Canımı sıkan bir şeyle karşılaşınca bir bakıyorum dokuz yaşında, saçları iki yandan örgülü, dizlerindeki yaralar kabuk bağlamış, hırçın bir kız çocuğu olduğum döneme dönmüşüm. Zor bir çocuktum. Okuldan gelmişim, önlüğümü çıkardığım gibi koltuğa oturup Gırgır’ın yeni sayısını elime almışım. Konuşma balonlarını heceleyerek okumaya çalışıyorum. Annem […]

Efemine oğlanlar, tıraş olan kızlar

Şükürler olsun! Nihayet aynı fikirde olduğum pedagoglar buldum. Sevgili okur, benim bir tezim var, sıkı dur şimdi. Günümüz anneleri (biz yani) çocuk yetiştirirken biraz ayarda kayma oldu. Erkek çocuklarını efendi, terbiyeli yapıcaz derken bazılarımız ölçüyü kaçırdı. Uzmanlar her işimize karışmaya başladı. Neymiş efendim kovboyculuk, kılıççılık oynamayacaklarmış, şiddet şeyediyorlarmış… Ben yırtıyordum kendimi “böyle erkek çocuğu mu […]

Oğlan anneleri dengesiz olur mu cidden?

Çocuklara cinsellik konusunda bilgi vermenin ne zor birşey olduğunu hepimiz biliyoruz sevgili okur. Ben bu konuda “geç olsun ama güç olmasın” ekolünü benimsiyorum. Herşeyin bir zamanı var, telaşa lüzum yok falan. Ancak bazen beklenmedik olaylar da olmuyor değil. Ayşenil’lere akşam yemeğine gittik. Onun iki çocuk artı benimki olmak üzere üç çocuk koşuyor evde. Tam “ya […]

Doğum sonrası unutkanlık

Annem her türlü dalgınlığını kardeşimi ve beni doğurmuş olmasına bağlar. “Ayy, unutmuş muyum? Hep doğumdan sonra böyle oldum”. Ama sor, babannemle ilgili her tür vakayı kronolojik sayar. Kayınvalidem de benzer özellikler gösterir ama o çoktan seçmeli unutuyor. Kayınvalide: Sen bana “anne bize çok karışıyorsunuz” da demiştin. O lafı da etmiştin bana! Ben: İftira halbuki değil […]

Her yere yetişmeye çalışırken soluksuz

Babam der ki; “İnsanın ters gitmeye görsün işi, zerde yerken kırılır dişi!” Sedef “Bahtsız bedeviyi deve üstünde…” der. Her iki anlatım da doğru. Korkunç stresli geçen üç hafta ve yarı deli gezdiğim perşembenin ardından, cuma akşam eve geldiğimde aklımdan geçen şöyleydi: “Bu hafta sonu ya hamam ya kapalı havuz. Belki masaj, şarap, peynir. Cumartesi-pazar kafa […]

Kehanet Gerçek Oldu!

Erkeklerin üreme ve işeme prosesinde kullandıkları organlarıyla özel bir ilişkileri olduğunu anladığımda ilkokul 4 ya da 5. sınıftaydım. Annemin çoğu zaman bana dediği gibi; “Senin aklın yok mu?” dediğim sınıf arkadaşım ağzından leblebi tozu püskürterek “Vaaar” deyip kel alaka bir bölgeyi işaret ettiğinde durdum… Ve her normal çocuk gibi “ehihehehi” deyip gülerek kaçmak yerine (o […]