TRAVMA SONRASI NE YAPMALI?

Sana yardım etmek istiyorum sevgili okur. Terörü durduramıyorum, canlı bombaları yakalayıp tutuklayamıyorum, Tak’lara Tuk’lara mani olamıyorum, Jöh’leri, Pöh’leri kontrol edemiyorum, ülkeye huzur ve barış getiremiyorum. Bunlar benim işim mi? Değil elbette ve işi bu olanlar ne yapıyor bilmiyorum. Tahmin ediyorum ki Hidayet bu hususlardaki değerli görüşlerini ilgili makamlarla paylaşıyordur. Muhakkak her şey hızla hallolacaktır, o […]

LEVEL OF İNSANLIK (indirimde)

Bu sefer sana uzun zamandır dikkatimi çeken ve birkaç arkadaşımla da üzerine konuşup birlikte “pes valla” dediğimiz bir husustan bahsetmek istiyorum sevgili okur. Level of İnsanlık hususu. Yani bir insanın insanlık seviyesini neyle/nasıl/nereden ölçeriz. Başlayalım:   Bizim çocukların yaş seviyesi: Kafasına göre arkadaşlarıyla program yapma ama anne/baba olmadan bu programa gidememe seviyesi. Yani büyüyorlar, kendi […]

NE ÇİLELİ MESLEKMİŞ ANNELİK

Bu annelik ne çileli işmiş arkadaş. Bir bana mı böyle geliyor çoğunlukta mı benim gibi hissediyor bilmiyorum ama ne çileli işmiş. Valla çok çeşitli işler yaptım, çeşitli yerlerde çalıştım ama hiçbir şey beni annelik kadar kasmadı yemin ederim. Yorgun hissediyorum kendimi ya. Bizim gibi “Aman canııımmm olduğu kadar” diyemeyen anneler hep perişan biliyorum. Çocuk sahibi […]

TRAVMALARIMIZLA BÜTÜNÜZ

Babam “İnsan hayatta yediği kazıkların bütünüdür” der. Doğru. Bir de yaşadığı travmalardan geriye kalan bence. Ek olarak yani. Kazıklar ve travmalar. Ondan kendini en normal sananlarımız dahi fena halde marazlı, rahatsız… İşte böyle.   Sarhan (kocam olur kendisi) araba kullanırken ani hareketler yaptığında (aniden gaza basmak, hızla şerit değiştirmek, aniden fren yapmak vs.) bütün çocukluk […]

GÖRÜNDÜĞÜN KADAR SAKİN MİSİN?

Kadının poposuna vurmak istedim Hani hayatta bir türlü rahat edemeyen insan tipi vardır. Ben onlardanım işte. Havuzdan hiç haz etmemekle birlikte, çok nadiren –oğlum tutturursa- havuza giren bir kadın olmama rağmen havuz başından ayrılamam. Neden? Çünkü kum olmadan güneşlenebiliyorum ancak kıllı kıllı adamların apış aralarında gezen abdest suyuna kafamı sokmak konusunda meselem var. Havuza girmek […]

Rocky Balboa’dan öğrendiklerimizi hayata geçirelim

Öğretmenler ve aileler çocukları terbiye etmek ve birşeyler öğretmek için o kadar canhıraş uğraşıyorlar ki, benim gibi sadece varış noktasını değil yoldaki güzellikleri de önemseyen (vaaaayyy çok sevgi insanıyım bugün) ve çocuğuna bunları da görmeyi öğretmek isteyen anneler okullarla sıkıntı yaşıyor. Bana göre çocuk çocukluğunu yaşamalı. Artık günümüzde pekçok çocuk şöyle göğsünü gere gere şımaramıyor. […]

Kırık kaburga feci bir şey!

İnsan ters bir şekilde düşerse kolunu, omzunu, dizini, kalçasını kırabilir sevgili okur. Çünkü istem dışı olarak düşerken koluyla bacağıyla tutunmaya, destek almaya çalışır değil mi? Peki düşerken darbeyi sanki eski “topçu” gibi göğüsle karşılamaya kalkarsan ne olur? Hemen söyliyeyim kaburgan kırılır. Bana da öyle oldu! Önce şunu söyliyeyim, Allahtan “protez” yok,yoksa sırtımdan çıkmışlardı, bu kesin. […]

Annelere trafikte ceza indirimi

(bu yazı trafikte asla yapılmaması gereken, son derece hatalı ve yasak davranışlarla dalga geçmek için kaleme alınmıştır.) Bir de kadınlar araba kullanamıyor derler sevgili okur. Araba kullanıyoruz ve bununla da kalmıyoruz. Aynı anda dikiz aynasından göz kalemimiz akmış mı diye kontrol ediyoruz, CD de sevdiğimiz şarkıya ulaşıncaya kadar tuşlarla ileri geri oynuyoruz veya cep telefonuyla […]

Korku filmi senaryosu

“Yerde, dizleri ve elleri üzerine çömelmiş, emekler gibi duran şişman kadın yavaşça kafasını kaldırdı. Yüzünü örten yağlı uzun saçları tutamlar halinde yanaklarının üzerinden sanki örülmüşler gibi sarkmaktaydı. Göğüslerinin ve kollarının altından gelen ekşi ter kokusu bütün odayı doldurdu. Çürük ve aralık dişlerini göstererek sırıttı. Anne korku içinde bebeğini göğsüne sımsıkı yasladı. Bağırmak istedi ama olmadı. […]

Sanatçı sarımsak yer mi?

Akbank sanat beyoğlu, 20 aralık tarihine kadar gezilebilecek ilginç bir sergiye ev sahipliği yapıyor (Böyle cümleler kurduğum zaman bileklerimi kesmek istiyorum valla). Serginin adı Metamorfoz. Kastedilen toplumların geçirdiği devasa dönüşüm olup iddia edilen ise sanatçıların içinde yaşadıkları toplumun sarsıntılarını “bir sismograf gibi kaydetmesi” vaziyeti. Beni anlatıyor yani. Ben de çok sanatkâr bir kimse olmamdan dolayı, […]