Babalar başı eğik durmamalı…

Herkesin masumiyetini yitirdiği bir an vardır. Bazılarımız bunu anı hatırlayacak kadar insanlığını yitirmemiştir sadece. Osmanbey. Hava yağmurlu, kış. Ortaokul talebesiyim. Yağmurluğumu boğazıma kadar örtmüşüm, kafamda şapka, sırtımda çantam hızlı adımlarla okuldan eve dönüyorum. Hotiç’in önünden Karaca’nın önüne devam eden üstgeçide çıkıyorum. Yürürken üstgeçidin merdivenlerine birikmiş sulara basıyorum. Lacivert külotlu yün çoraplarım kirli yağmur sularının lekelerini […]

Çirkin kadın vardır!

Çirkin kadın yoktur, kendine bakmayı bilmeyen kadın vardır. Bu bize söylenen en büyük yalanlardan biri. Ve bu yalan “Olsun da çamurdan olsun” zihniyetindeki adamların eseri. Çirkin kadın bal gibi vardır ve çok da tehlikelidir. Çirkin kadın çirkin olduğunun farkındadır. Bu yüzden kendini başka bir alanda göstermesi gerektiğini bilir çünkü tüm kadınlar gibi zekidir. Önünde iki […]

O kadın “gelirken ekmek al” dedi mi kocasına?

Yaşadığımız kasabanın tek şeritli ara yoluna girmemle, ayağımı yavaşça gazdan çekiyorum. Dışarısı serin ama yine de penceremi açıyorum. Sonbahara ait masumiyet tenime dokunsun, saçlarımı sevsin… Az sonra, sol tarafta kütüphaneyi göreceğim. Bu kasabaya ilk geldiğimde –çok seveceğimi tahmin ettiği için belki- belki de bana dost olsun diye, taze kocamın bana ilk gösterdiği yere. Bugün hala […]

Rakı şişesinde balık olmak!

Ben önden açıklamamı yapayım da sevgili okur, sonradan kafalarda soru işareti kalmasın. Ben kıskanç değilim ve kıskançlıktan hoşlanmam. Mesela kıskanıldığında mutlu olan kadınlar vardır ya hani; “Beni seviyoooo” modeli. Hiç işim olmaz! Bilakis, kıskanılmak beni rahatsız eden bir şey. Neden? Çünkü ben zaten frapan, kırmızı ruj, mini etek, diz üstü çizme modeli bir kadın değilim […]

Yazar klasiği, bayram yazısı…

Büyüme emarelerinden biri de komşuluk yapmayı becerebilmek bence. Daha önce “komşu” dan anladığın annenin yaptığı mis gibi börekleri, elmalı pudra şekerli kurabiyeleri, odana kapanıp Guns and Roses eşliğinde yemekken; büyümek, elmalı kurabiyeyi yapan kişi olmak demek. Ben büyüdüm, tatlı yapmak konusuna da fena değilim ama komşuluk ilişkilerim zayıf biraz. Ve hayır, çalıştığım için değil. Psikopatım […]

Mavi diye deniz mi sandın?

Cumartesi günü gazetede bir haber okudum ve nihayet beyin ölümüm gerçekleşti. Artık siz sağ ben selamet. Zaten cezai ehliyetim yoktu ancak kafatasımın içinde hayatta kalmayı başarmış bir parça lobu da gazetenin üzerinde bırakmamla hep hayalini kurduğum durum gerçek oldu. Artık gerçekten, hiç kimse beni yazdıklarımdan ve söylediklerimden sorumlu tutamaz. Çünkü ben yokum aslında! Bir ilaç […]

Hayatım berbat bir fıkra gibi

Hayatım çok kötü yazılmış bir Laz fıkrası ve bir de asla fıkra anlatamayan biri tarafından anlatılması gibi. İnanılmaz, rahatsız edici ve dinlemek bile bir müddet sonra utandırmaya başlayabilir sizi. Bu arada fıkra sevmem, ne okumayı, ne dinlemeyi ne de anlatmayı. Yazıya neden bir fıkra analojisi ile girdiğimi bilmiyorum yani… Aslında sadece şöyle de anlatılabilir durum; […]

Her yere yetişmeye çalışırken soluksuz

Babam der ki; “İnsanın ters gitmeye görsün işi, zerde yerken kırılır dişi!” Sedef “Bahtsız bedeviyi deve üstünde…” der. Her iki anlatım da doğru. Korkunç stresli geçen üç hafta ve yarı deli gezdiğim perşembenin ardından, cuma akşam eve geldiğimde aklımdan geçen şöyleydi: “Bu hafta sonu ya hamam ya kapalı havuz. Belki masaj, şarap, peynir. Cumartesi-pazar kafa […]

Ankara buluşması

Her iş gibi bizim işimiz de dışarıdan göründüğünden ibaret değil. Çok yorucu, üzücü ve hırpalayıcı tarafları var. Bir kere medya başlı başına yırtıcı bir sektör olduğu için inan sevgili okur “Ben napıyorum? Bir köye gitmeli, domates biber ekmeli.” dediğim zamanlar hiç de az değil. Ancak, okur buluşmaları bu işi yapılır kılan, köye yerleşmemizi -en azından […]

Fala inanma falsız kalma

Fal, falcılık, su, kahve, bırt, cırt… Bunlardan bahsetmiyorum, hatta korkarım. Mümkün olduğunca uzak dururum çünkü birisinin kalkıp bana “Biliyor musun, çok sevdiğin biri öleceeekkkk” deme ihtimali bile beni bu tip kişi ve “kurumlardan” uzak tutar. Bir de her ne kadar belli etmesem de (saç, baş, makyaj) Allah korkusu olan bir insan olarak, ne bileyim, geleceği […]