KIZ ÇOCUKLUKTAN YETİŞKİNLİĞE DAĞITILAN ROLLER

Biliyorsun sevgili okur ben kız annesi değilim. Dolayısıyla kız çocuk yetiştirmek hakkında bilgim benim birisinin kız çocuğu olduğum dönem kadar. 


Biz nasıl yetiştik peki?


Sizi bilmem ama ben hayli tutucu bir ailede yetiştim. Çağdışı değil, yanlış anlaşılmasın ama hayli tutucu. Kuralların kaidelerin olduğu klasik Türk ailesi modeli yani.
Şimdi söyleyeceklerim “şimdiki kızlar çok acayip” tarzında bir şeyler değil.
Aksine, bambaşka bir şey anlatmaya çalışacağım.

Bir tanıdığımızın (isim falan vermeyeceğim elbette) gayet yetişkin kızı çok ağır lohusa sendromuna girince…

Yanlışlıkla…

Fazla ilaç almış!



Lohusa sendromu dediğimiz olayı her kadın farklı atlatıyor. Kimi çocuğa yaklaşamıyor, kimi çocuğa yapışıyor. Kimi kendine yabancılaşıyor, ben ne yaptım diyor, kimi kendine buradan bir çıkış buluyor, anneliğin tadını çıkarmaya çalışıyor. Herkesin farklı yaşadığı, hormonların altüst olduğu bir dönem. Ve hiç kolay değil.


Karnında bir canın büyümesi, periyodunun kesilmesi, doğum olayının komple kendisi, memelerinden süt akması, uykusuzluklar, yorgunluklar ve kilolar ve her şeye karışanlar ve geçim dertleri ve östrojen patlamaları, şiş el ve ayaklar, kabızlık, ter…


Bir kadın için hayatının en zor dönemi aslında.


Günümüzde kadınlar bu döneme eskiye oranla daha az hazırlanıyor. Biz bir noktada, ne kadar modern insanlar olursak olalım, evlenmek, çocuk sahibi olmak, anne olmak üzere kurgulandık. Sonrasında bunları yaşarken ne kadar zorlanırsak zorlanalım şok olmadık.

Şimdi gençler şok oluyorlar.

Çünkü öncesinde hiçbir hazırlık yok. Aileler kızlarını çok daha serbest bırakıyor. Çok erken yaşta çok daha özgür yaşıyorlar. Evde ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmuyorlar, annelerinin babalarının prensesi gibi yetişiyorlar ve sonra bir noktada evlendiklerinde hele doğum ertesinde (kabaca) kafayı yiyorlar.

Resmen olan bu. Buradan nereye geliyoruz en iyi ihtimalle boşanmaya veya daha kötüsü yanlışlıkla bir kutu ilaç almaya…

Oysa madem özgür ve serbest çocuklar yetiştiriyoruz o zaman evlen diye de doğur diye de itmemek lazım.

Nasıl arzu ediyorlarsa öyle yaşamalarına izin veriyoruz, hiçbir sosyal rolü üzerlerine kesmiyoruz madem…

Madem böyle yetiştiriyoruz, sonra niye en zor rolü veriyoruz bu çocuklara? Anneliği talep ediyoruz! Evliliği talep ediyoruz!

O aşamaya kadar hiçbir şey için kendini sıkmamış bünye patlıyor bu sefer. 

Yazık günah değil mi?

Bence istikrar önemli. Bu işlerde doğru yanlış yok. Herkesin kendi ailesi, kendi inanışı, kendi kuralı var ve kimse kimsenin hanesine, düzenine karışamaz. 
Ama toplum sağlığı için, gençlerin mutlu yetişkinler olması için ailelere istikrarlı olmalarını önerebiliriz.

Çünkü hayatın gerçeklerinden kopuk yetişen gençler (kız olsun erkek olsun, genel söylüyorum bunu) gerçeklerle baş başa kaldıklarında patlıyorlar. 

Çocukların kendi hissettikleri gibi bireyler olmalarına izin vereceksek, oyuna böyle başladıysak, oyun ortasında kuralları değiştirmiycez yani. Belki sevgilisiyle aynı evde yaşayacak ve hiç çocuk yapmayıp kedi bakacaklar. Böyle mutlu olacaklar belki. Ellemiycez.

Baştan serbest bıraktığımız çocukları bir zaman sonra büyükannemizin çekmecesinden çıkardığımız kek kalıplarına tepmiycez.

İstikrar.

Bir de anlayış.

Herkese hissettiği gibi özgürce yaşayabildiği günler dilerim.

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server’lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap’lı adreste yazılarımı güncelliyorum)