ERKEK ÇOCUK DAĞINIKLIĞI

Kanıksadım

Bütün arkadaşlarıma soruyorum. “Senin oğlun da dağınık mı?” Cevap yüzde doksan “hiç sorma!”. Dağınıklar hem de öyle böyle değil.

 

Evdeki yardımcılarımızın -istemeyerek- çocuklara bir zararı dokunuyor. Bunu tamamen farkında olmadan yapıyorlar elbette. Eğer anne tarafından özellikle tembihlenmedilerse “yapma sakın” diye evi topluyorlar.

 

Çocuk atletini çıkarıyor bir yere atıyor, yardımcınız alıp kirliye atıyor. Montunu çıkarıp atıyor, yardımcınız alıp dolaba kaldırıyor. Siz eve döndüğünüzde savaş alanı gibi bir eve girmeyin diye…

 

Sonra çocuğunuzla başbaşa kaldığınızda (ortalama bir çocuktan bahsediyoruz burada, elbette bazılarının çocuğu müthiş+mükemmel ötesi+butik usulü katlamalı+renklere göre dizmeli de olabilir) ortaya bir kaos çıkıyor.

 

Misal, ben ve pek çok arkadaşım evin içinde hiç seslenmeden de sadece yerdeki eşyaları takip ederek çocuklarımızı bulabiliyoruz.

 

Çok şeker değil mi?

 

Yeterince çorap atlet takip edersen aaa bir bakıyorsun oğlun orada…

 

Sarhan’la konuştuk bana “hiç elleme kendi kaldırsın” dedi. Bunu meali “sen delir”. Çünkü benim bir eşofman altının ya da çorabın etrafından geçip, üzerinden atlayıp sabırla onu atan kişi tarafından alınmasını beklemem ve bu şekil devam edebilmem imkansız. Aylardır hiç vazgeçmeden, tekrar tekrar “kirlilerini kirli sepetine at, temiz olanları dolabına geri koy, banyo havlusunu kullandıktan sonra yerine as” falan diyorum. Bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar. Olmuyor ama sevgili okur. Yok. Yapmıyor.

 

“Şimdi yapıcam anne, tamam, alıcam anne, atıcam anne, kaldırıcam anne”.

 

Yani neden her seferinde “çoraplarını kirliye at” demem gerekiyor hiç bir fikrim yok.

 

Sarhan “erkek çocukları böyledir, sen beni görecektin, üniversitede bile feciydim” diyor.

 

Arkadaşlarıma da kocaları benzer şeyler söylüyorlarmış.

 

Demek ki normal ve büyüdükçe geceçek…

 

Yine de “deneyimli bir anne” olarak 11-12 yaş erkek çocuklarının ısrarlı dağınıklığı ve ne boyutta dağınıklık yaratabileceğini hayretler içinde takip etmekteyim.

 

Bir de büyümemekte ısrar etme halleri var çok komik. Bazısı erkenden ergenliğe giriş yaptığı için kendileri 18 yaşında zannedip öyle davranıyor (ve laf aramızda çok itici bir durum bu).

 

Bizimkiler resmen (RESMEN) daha geçen hafta legolardan tüfek yapıp hırsız polis oynadılar evde kanter içinde.

 

Bu arada biz “oğlum, büyüdünüz artık, tepinmeyi bırakın, oturun birlikte bir şey okuyun, bir şey izleyin” falan dediğimizde de sanki başka bir evrenden sesleniyormuşuz gibi baktılar bize.

 

Erkekler gerçekten geç büyüyor, daha uzun süre dağınık kalıyor, geç olgunlaşıyor…

 

Bunun onlara verdiği bir masumiyet, naiflik, şirinlik var kabul etmeliyim. Acelesi yok zaten ben oğlumun çocukluğunun tadını çıkarmaya çalışıyorum.

 

Ama bu dağınıklık olayı feci sevgili okur, onu çözemiyorum.