BOŞANMALAR VE ARKADA YAŞANANLAR

2015 yılı (en son 2015’te araştırma yapılmış) rakamlarına bakınca gördüğümüz, boşanmalar her yıl bir önceki yıla göre yaklaşık %7 artarak ilerliyor. O pek bir övündüğümüz aile kurumunda her yıl bir önceki yıldan daha fazla insan “yok, bizden olmayacak” deyip vazgeçiyor. Boşanmak da evlenmek kadar doğal bir durum, hakikaten olmayabilir ve bir ilişkiyi ceset gibi arkanızdan sürüyerek ilerlemeye çalışmak çok anlamsız. Benim bu hafta bahsetmek istediğim konu, bu boşanma süreci esnasında adamların kadınları ne kadar incittiği… Çok incittiği…

 

Şimdi pozitif ayrımcılık yaptığımı düşünebilirsiniz evet belki biraz ama etraftan gözlemlediğim çoğunluğa göre de bir yazı bu.

 

Boşanma esnasında erkek –eğer anlaşarak ve medeni şekilde yollar ayrılmıyorsa- pek bir saçmalıyor. Çiftler ayrılırlarken kadın avukatına diyor ki “mal varlığımız şunlar şunlar”… Avukat gidiyor, bi dönüyor ve diyor ki ‘öyle bir mal varlığı yok’…

-Nasıl yok?

-Yok, tapuda görünmüyor

-Evler?

-Şu an oturduğunuz dışında ev yok

– Nasıl olmaz yıllardır para biriktiriyoruz, şuradan şunu aldık, buradan dükkan aldık, şurda bi stüdyo daire vardı????

-Yoklar

 

Öğreniyoruz ki adam aklına ayrılık fikrinin düşmesiyle birlikte son üç-dört yılda falan, kademeli şekilde (öyle donk diye satıp eft yaptınız mı mahkeme ebeliyor çünkü) parça parça, minik minik malı mülkü kaçırmış. Babasına, abisine, dayısına dağıtmış.

 

Çocuklar? Çocuklar umuru değil demek. Çünkü annenin mağdur olmasına çocukların vereceği reaksiyon belli olduğu halde adam bunu yapıyorsa çocuk hususunu çok da sallamadığını görüyoruz değil mi?

 

Bakıyosun bir mahkeme kağıdı, Allahım ne suçlamalar ne suçlamalar… “Yemek yapmıyordu, kahvaltı hazırlamıyordu, yıkamıyordu, yıkanmıyordu”… Bu model var bir de… Aklına ne gelirse sıralayıp (para kaçırmayı akıl edemediyse, olay ani geliştiyse) mümkün olduğu kadar kadını “iş göremez haldeydi mecbur boşuyorum” noktasında şikayet ederek nafakayı düşük tutmaya çalışanlar…

 

Boşanmayı kadın istediyse ve adam boşanmak istemiyorsa kadını çocuk üzerinden acıtmaya çalışmak var. Çocuğu almak suretiyle kadından intikam alacak ama biliyor mahkeme “iffetsizlik” olmamış çocuğu anneden almaz “sütçüyle kırıştırıyordu” minvalinde b*k atmalar bu safhada başlıyor. Bu aşamada da babanın çocuğun suratına nasıl bakacağını hiç umursamadığını görüyoruz… Dehşet…

 

Sıklıkla rastladığım boşanmalarda bana en acayip gelen de bu oldu. Adamlar kadınlara pislik yaparken çocuk kısmını hiç düşünmüyorlar arkadaş. O kadını parasız bırakırken, mağdur ederken, iftira atarken bunun çocukta yaratacağı travma adamların zerre umuru değil. Orada, o adam o kadını acıtmayı ya da o parayı kaçırmayı düşünüyor, evlat mevlat gözü görmüyor.

 

Çok ayıp bu. Bu çok yanlış. Bu hafta beni okuyan erkek okura seslenmek istiyorum ben…

 

Ayıp bu beyler.

 

Bu kadınlarla iyi kötü bir geçmişiniz oldu. Bu kadınlar iyi kötü donunuzu katladı çekmeye koydu, gömleğinizi ütüledi. Bu kadınlar yeri geldi sırtınızı sabunladı, yatağınıza girdi. Bu kadınlar hiç yoksa önünüze bir tas çorba koydu. Bu kadınlar ne olursa olsun çocuk verdi size. Yapmayın bunu. Bu kadar insanlıktan çıkmayın ayrılırken.

 

Çok ayıp.

 

O çocukları “babam annemi çok üzdü” stresinde boğmayın, ayrılmanızın üzüntüsü kafi zaten, bir de babaları tarafından tepelenen anne görüntüsü yapmayın, yaratmayın.

 

Aksi durumlar yok mudur? Elbette vardır. Çok düzgün adamlar ve kelek yapan kadınlar da vardır muhakkak.

 

Fakat bu hafta ben madalyonun bu tarafından bahsetmek istedim.

 

Çok ayıp ediyorsunuz beyler demek istedim.

 

Çok yanlış yapıyorsunuz.

 

O evlerden çıkıp giderken insanlığınızı geride bırakmamanızı rica ederim.

 

Ayıptır!

 

Herkese insan kalmayı unutmadığı, mutlu bir hafta dilerim.