MEHTAP BOTOX YAPTIRMIŞ

Kayınvalide gerçeğim…

Sen biliyosun sevgili okur. Hayat bana öyle bir oyun oynamış durumda ki, sokağa çıktığım anda her beş cinsten üçü beni bulur, koşarak gelir kafasını bana vurmaya başlar. Ben bunları basit vücut çalımlarıyla savuştururum, bu kolay. Ama bir de savuşturamadıklarım var. Kaderin garip bir “cilvesi” kapsamında hayatıma entegre olduklarından bir kısmı gelip kafasını bana vurur ve vurur ve vurur ve vurur…….

 

Şöyle sıradan bir günümü inceleyelim mesela;

 

Akşam olmuştur, evdeyizdir, kayınvalidemler bizdedir. Uzun zamandır bir araya gelmediği akrabalarıyla geçirdiği bir günden bahsetmektedir.

 

Kayınvalidem: Konuştuk sohbet ettik, özlemişiz aslında hem iyi geldi hem bir değişiklik oldu

Ben: Ne hoş

Kayınvalidem: Sana da selam söylediler, keşke gelebilseydi dediler. “Napıyor iyi mi?” dediler, “Ne yapsın botox yaptırdı” dedim. “Aaa çok da genç daha ne gerek vardı” dediler. “Bence de gerek yok ama yaptırdı dedim”.

Ben: ?????????

Kayınvalidem: İşte böyle…..

Ben: Anne şaka yapıyosunuz dimi?

Kayınvalidem: Ne gibi?

Ben: Gidip aylardır görüşmediğiniz akrabalarınıza “Mehtap botox yaptırdı” mı dediniz?

Kayınvalidem: ???? Evet??? Ne var ki????? Kafana taktığın bir konu olduğunu düşünmedim!!!!!!

Ben: ………

 

Şimdi burada bir dur ve bana bak sevgili okur.

 

1)      Gözlerimden ateş çıkıyor

2)      Karşımdaki öznenin üzerine (tıpkı zombi filmlerindeki gibi) gözümün akı dönmüş şekilde atlayıp, boynundan bir parçayı dişlerimle koparıp, sonra çenemden kanlar akarken ve eti dişlerimin arasında olduğu halde ulumak istiyorum ama yapamıyorum (kurtadam oldu bu zombi değil ama neyse)

3)      Özne sadece bir datayı yanlış aktarmakla kalmamış bir de “kafa takmak” gibi bir noktadan bana bel altı çalışıyor bu da (mümkün değil sanırsın ama mümkün işte) daha çok sinirlenmeme sebep oluyor.

4)      Öznenin oğlu (ki bu benim kocam oluyor) benim adıma “önemli değil, olur öyle “ falan diyerek özneyle benim adıma konuşuyor.

 

Şimdi baktığın yerden şu netliği kavradın değil mi sevgili okur. Sırf bu haller yüzünden bizde ateşli silah yok.

 

Şimdi benim de çok sinirlenince kendimi tekrarlamak gibi bir meselem var;

 

Ben: Anne ben nereme botox yaptırdım? Hı? Nereme yaptırdım? Nereme yaptırıyorum ben botox? Hı? Nereme? Nereme anne? Hı?

Kayınvalidem: ?? Nerene?

Ben: ……….. Anne…….. Siz benim titiz bir kadın olduğumu biliyorsunuz. Ben ter, ter kokusu, renkli bir giysi giydiğinizde ortaya çıkan ıslanmış koltuk altları gibi şeylerden haz etmediğim için yıllardır koltukaltıma botox yaptırıyorum ve bu vesileyle terlemiyorum. Buna rağmen evin kapısından girdiğim anda banyoya gidip yıkanıyorum. Biliyorsunuz.

Kayınvalidem: Haaa senin botox dediğin o muydu?

Ben: Anne bana bakın, yüzüme, nasıl görünüyorum?

Kayınvalidem: Kızgın

Ben: Heh! İşte ben sizin kastettiğiniz şekilde botox yaptırsam siz hiç anlamazsınız bunu yüzümdem.  Anlatabildim mi?

Kayınvalidem: Aman canım sende ha terlemiyeyim diye koltukaltı ha genç görünmek için surat, ne fark edecek?

Ben: Oğlunuz için fark edecek anne. Çünkü siz evinize doğru yola çıktığınızda bileceksiniz ki ben bu akşam oğlunuzun bütün huzurunu kaçırıcam. “Ne bu senin annenden çektiğim” diye ağzından burnundan getiricem. Bütün sinirlerini bozucam. Kavga çıkarıcam. Ve torununuz da çok üzülecek annesi ve babası kavga ettiği için. Ve bunun tek sorumlusu siz olacaksınız. Bu akşam yatağa yattığınızda bileceksiniz ki bir tanecik oğlunuz uyuyamıyor çünkü karısı bu akşamı ona zehir ediyor, ağzından burnundan getiriyor. Neden? Çünkü annesi konuşmayı bilmiyor!

Kayınvalidem: !!!!!!!!!!

Ben: Ama ha bir gece uyumuş ha uyumamış ne fark eder dimi?

Kayınvalidem: Ay bana bağır! Bana ne istiyosan söyle hadi bağır.

Ben: Hayır. Siz benim büyüğümsünüz. Size saygısızlık yapmıycam. Ama oğlunuzu perişan edicem. Şimdi müsadenizle ben çalışma odama geçiyorum, kontrol etmem gereken mailler var. Siz lütfen kendi eviniz gibi ne arzu ederseniz alın yapın mutfakta.

 

Sevgili okur bak bu Temmuz’da 40’ım artık. Yaşımdan bahsediyorum. Hani gerçekten, hayata, derde, tasaya, işe, güce, insan ırkına her şeye tahammülüm azalıyor.

 

Ben millet gibi iki Moldov’la çocuk yetiştirip kuaförlerde fink atmıyorum. Her şekilde hayatın içindeyim. Ve yorgunum… Bu şu demek, kaldıramıyorum….

 

Ben sizin gibi yaşıyorum. Masayı da ben kuruyorum, oğlumun beyazlarını da ben çamaşır suyuna basıyorum. Veli toplantısına da ben gidiyorum, oğlumun arkadaşının doğum günü hediyesini de ben alıyorum, her banyoda çocuğumun bir yerinde çürük morluk var mı diye de ben kontrol ediyorum. Tuvalet kağıdı bittiyse de ben biliyorum. Hem gidip üniversitelerde konuşuyorum, hem yazı yazıyorum, hem de fasulye ayıklıyorum tamam mı!

 

Yani benim çoktan yüzüme bir şey yaptırmam lazım, geç bile kaldım, çöktüm ya! Son iki sene de çöktüm resmen…

 

İnsan denen canlı beni, çökertti….

 

Bu sebeple kocacım;


Madem annen bunun basit bir şey olduğunu düşünüyor, “dert değil”, “kafa takacak ne var” falan…

 

Sen parayı hazırla, ben artık suratıma kendi kan hücrelerimden mi ekletirim, komple mi gerdiririm, naparım bilmiyorum….

 

Okuruma Not: Bişi yaparsam kayınvalidem akrabalarına söylemeden önce ben size haber vericem söz!