“KENDİNE GÜVENİYORSA YÜZ” YA DA “CEHENNEMİN TADINI ÇIKAR BEBEĞİM”…

Selam sana sevgili okur. Bil bakalım bu Pazartesi seninle neden bahsedeceğiz? 2016-2017 eğitim sezonunu kapamamıza az bir zaman kala eğitim sistemimizin geldiği halden… Evet…

 

Eğitim sistemi komple çökmüş durumda sevgili okur. Okullar hakikaten saçma sapan uygulamalar yapıyorlar.

 

Sana bir sene boyunca okulların üfürükten sınav yapmasından, okul başarı puanı yüksek çıksın diye çocuklara uysun uymasın 100-100-100 vermesinden falan bahsettim. Bu eğitim modelinin yanlışlığından, çocukların tembelliğe alıştığından, çalışmadan da yüz alabileceklerine olan aslında sürreal inanmalarından tut da… Bir sürü şey anlattım.

 

Tamamen teste dayalı, şıktan gitmeli, sınav odaklı eğitim sisteminin saçmalığına dair bir sürü yazı okumuşsundur zaten her yerden benzer şeyler diye tahmin ediyorum.

 

Ben de yaşadıkça görüyorum, öğreniyorum. Misal TEOG sınavı sürecinde okulların ve ailelerin ne hal aldığını ben de yaşayarak görüp, içine girince öğrendim. Şimdi TEOG ertesinde anlı-şanlı-pahalı ve meşhur okullarımızın da, yeni açılmış, kuruluşu benim arabamdan genç-avm tipi okullarımızın da ne yaptığını söyleyeyim mi sana?

 

Okulu kapattılar…

 

Okullar kağıt üstünde açık ama TEOG bitti ve çocuklar (8. Sınıflar) okula gitmeyi bıraktı. Okul çocuğu yok yazmıyor, sınavdan sınava çocuklar okula gidecekler, onda da sınav üfürükten olacak, 100 alıp mezun olacaklar…

 

Şimdi bombayı patlatıyorum… Aileler bu durumda da ödeme yapmaya devam ediyor…

 

Şahane değil mi? Taksidi ödemeye devam ediyorsun ama çocuğu okula göndermiyorsun ve o derece uçmuş ki ortam, normalleşmiş bu…

 

Şimdi bunu söyledikten sonra yabancı okul statüsündeki okulları bir ayırayım. Onlar bu şekilde yapmıyorlar, yapamıyorlar çünkü sadece MEB’in değil kendi müfredatlarını, bachelorya sınavlarını vs de takip edip tamamlamak zorundalar.

 

Yerli okullarımızda durum bu ama şüphen olmasın.

 

Yeni eğitim modelimiz böyle, sınava kadar şıklardan azaltarak ilerliyorsun, hak etmesen de tam not alıyorsun, sınav bittiği an okula gitmeyi bırakıyorsun.

 

Bu şekilde atıl bırakılmış, eğitimi tamamlanmamış, özel hocalarla ittirilmiş çocuklarımız sınavlarda başarısız olduklarında da açıklama hep aynı. Sınav stresi!

 

Ya muhakkak da sen öğretmemiş/öğretememiş de olabilir misin? Bu çocuğun o derste başarılı olabilmesi için eğitimcilerimiz üzerine düşeni dörtlük yaptı mı? Kaçı okul yönetiminin (ve ailelerin) teşvikiyle (baskısıyla) 60’ı 100’e tamamladı. Kaçı çocuğun anlamadığını gördüğü halde sırf aile hoca/etüd merkezi değiştirmesin diye “harika gidiyor kesin ya Robert ya Alman’a girer, hep full” dedi?

 

TEOG’dan çıkmış çocuğunuz varsa kaçınızınki okula gitmeyi, ödev yapmayı, ders çalışmayı, proje/sunum hazırlamayı, yabancı dil için kelime ezberlemeyi, yazılı sınav için (şıksız evet yazılı) çalışmayı bıraktı? Ya da hiç yaptı mı?

 

Çocukların suçu yok burada. Eğitim sistemi saçma sapan bir yere geldi. Biz de aileler olarak üstümüze düşeni ne kadar yaptık çok emin değilim…

 

Diyeceğim şu; çocuğunuza okul seçerken hakikaten çocuğunuza bi eğitim verecek, bi şeyler öğretecek bir yer seçmeye çalışın. Bugün lokantada yemek söylediğinizde etiniz istediğiniz gibi gelmezse geri gönderiyorsunuz değil mi? Bu kadar para döktüğünüz ve çocuklarınızın hayatlarının en verimli döneminde yıllarını vereceği okulu seçerken, çocuğunuza GERÇEKTEN bir şeyler öğretiyor olmasına dikkat edin.

 

Bence tabi…

 

Ya da kafana göre takıl sevgili okur, sana ne yapacağını ben öğretecek değilim. Bir yazı yazmam gerekiyor her Pazartesi ve 6. Sarıyer Edebiyat Günleri kapsamındaki imza günüme gitmeden sana bunu yazdım şimdi…

 

Herkesi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçeli çok oldu…

 

Amerikalıların dediği gibi “swim at your own risk” ya da “enjoy your hell baby”