HER YERE YETTİM

Hiperaktif miyim neyim?

Bu ara başımı kaşıyacak zaman bulamıyorum. Hayır sadece iş değil (sanılanın aksine) anne, evlat ve eş olarak da yapmam gereken vazifelerde bir artış söz konusu ve çift sarılı yumurtluyorum desem yeri… Bu sebeple eş dost kısmı az biraz ihmale uğradı haliyle, ancak beni tanıdıklarından herkes “idare” moduna aldı çok şükür. Henüz küsen darılan yok. Bu vesileyle hem bir kısım programımdan hem de geleceğimize dair içimi aydınlatan genç nesilden bahsedip hem yokluğumun bir kısım sebebinden bahsetmek hem de ne yalan söyleyeyim hava yapmak istiyorum.

 

Doğa Kolejine gittim. Orada benimle yapılan çok keyifli ve süper tatlı bir röportajın konuğu oldum. Çocukların (kendi stüdyoları vardı) kamera karşısında ne kadar rahat olduklarını, gelen soruların renkliliğini keyifle takip ettim. Gençlerde iş var, cidden… Çok zekiler, hızlılar ve özgüvenleri çok yüksek. Sevgili Can’a ve sınıf arkadaşlarına bu kadar eğlenceli ve değişik bir çalışmanın bir parçası olma şansını bana verdikleri için çok teşekkür ediyorum. Röportajdan sonra hediye ettikleri kocaman mis kokulu çiçekler ise (anneliğim şeyetti bu noktada) gözlerimin dolmasına sebep oldu resmen…

 

Arel Üniversitesi’ne gittim. Sevgili Buse Turhan (Çocuk Hakları Klübü Başkanı) beni Çocuk İstismarı konusunda konuşmacı olarak davet etti. Çok verimli bir konferansın ardından birbirinden zeki gençlerden gelen birbirinden harika soruları cevapladık diğer uzmanlarla. Günün sonunda bizi harika bir plaketle ödüllendirdiler oysaki bizim onlara plaket vermemiz gerekirdi çünkü gerçekten sanki yıllardır bu işi yapıyorlarmış gibi hazırlanmışlardı. Her şey çok profesyoneldi ve ben Buse ile arkadaşlarına bayıldım.

 

Bu arada iki okulu (isimlerini yazmayacağım elbette) üzülerek reddetmek durumunda kaldım. Bir tanesinin yerleşkesi hakikaten çok uzaktaydı ve oraya gitmek bana zulüm olacaktı (çok üzgünüm çocuklar gerçekten) diğer okulda ise …. Şöyle diyeyim davet mailine aklıma yatmayan şeyler yazmışlardı, istemedim. Yani baştan mantığa oturtamadığım bir konuda “bu model bana uymaz” demek için gitmek anlamsız geldi…

 

Bunun dışında makul uzaklıkta ve makul taleplerle gelen gençlere elimden geldiğince yardımcı olmak istiyorum (programım uyduğu müddetçe). Okullara gidip gençlerle bir araya gelmek, sorularını cevaplamak, onları gözlemlemek çok büyük keyif. Sanılanın aksine ne “boş yetişiyorlar” ne de “savruklar”. Aksine ben hep kendine güvenen, kararlı, ne yaptığını ne istediğini bilen, tuttuğunu koparan zeki çocuklar görüyorum etrafta ve geleceğimiz adına umutlanıyorum.

 

Umarım bir an önce mezun olurlar ve iş hayatına atılırlar. Çünkü hem onların yaratıcılıklarına ve enerjilerine çok ihtiyacımız var hem de bizi etrafımızdaki dinazorlardan (biz kurtaramadık bu toplumu dinazorlardan, hala aynı isimler aynı noktalara yapışmış durumda) ancak onlar kurtarabilecek gibi duruyorlar. Ezip geçecekler bence…

 

Gençler canavar gibi geliyor ve pek çok sektörde pek çok işi bitmiş “bunak” son dönemlerini yaşıyor artık. Ben bıktım sürekli aynı insanların aynı şeyleri tekrarlamasından, siz bıkmadınız mı?

 

Sabırsızlıkla bekliyorum gençlerin olayı ele geçirip ortamlara patlamalarını…

 

Herkese mutlu haftalar