“HAYIR” DEMEYİ BAŞARMAK!

Sanırım verilebilecek en zor cevaplar listesi yapsak en üst sırada ‘HAYIR’ diyebilmek olur. Az bir kısım insan için pat diye söyleniveren “Hayır” büyük çoğunluk için kolay sarf edilemiyor. Çünkü ayıp etmek istemiyor kişi, yanlış anlaşılmaktan endişe ediyor, grup içinde dışlanmaktan endişe ediyor… En zoru “Hayır” diyebilmek ama en önemlisi aynı zamanda. Çocuklarınıza “Hayır” demeyi öğretiyor musunuz?

 

Çok küçük yaştan beri oğluma ilk öğrettiğim cevaplardan biridir “Hayır!” Şu yaşa geldi hala söylerim, ısrarla söylerim;

“Hayır deme hakkın var oğlum. Aklına yatmayan, istemediğin, kafanda şüphe oluşturan, içine sinmeyen, babanın ve benim onaylamayacağımızı düşündüğün, senin onaylamadığın, zarar göreceğini düşündüğün, kıllandığın, sana ters gelen her şeye kocaman bir ‘HAYIR’ deme hakkın var. Hayır diyeceksin ve ısrar geliyorsa tekrar tekrar ‘Hayır’ demeye devam edeceksin.  ‘Hayır’, ‘Evet’den daha çok kullanman gereken bir cevap.”

Çocuklarımıza “HAYIR” demenin gayet olağan bir şey olduğunu ve bir şeye “Hayır” dediklerinde konunun kapanması gerektiğini öğretmek, inandırmak zorundayız.

 

-Bu hapı al bak bunu içince zayıflarsın

-Hayır!

 

-Bu hapı al bunu içince daha iyi ders çalışırsın, uykun gelmiyor

-Hayır!

 

-Bu hapı al kas yapıyor, boy uzatıyor

-Hayır!

 

-Bir abimizin evi boş, oraya gidelim mi?

-Hayır!

 

-Nargile içelim

-Hayır!

 

-Yak bi sigara

-Hayır!

 

-Bana çıplak resim atsana

-Hayır!

 

Çocuklar birbirlerine saçma sapan şeyler önerebiliyor. Oğlanlar kız arkadaşlarından saçma sapan fotoğraflar isteyip sonra her yerde yayınlıyor, kızlar ağabeylerinden aldıkları uyuşturucuyu oğlanlara getiriyor… Allahım neler neler duyuyoruz, okuyoruz, şimdi burada germeyeyim sizi. Bilmemiz gereken şu, çocuklarımız ‘hayır’ demenin bir hak olduğunu ve bunu istedikleri sıklıkta kullanabileceklerini bilmek zorunda.

 

Ben biraz kolay ‘Hayır’ derim, bu sebeple benim oğlum için olumsuz cevap veren biraz aksi bir insan olmak çok garip, değişik, alışılmadık bir şey değil.

 

-Kredi çekicem kefil olur musun?

-Hayır

 

-Gelinliğini verir misin bilmemkim de giysin?

-Hayır

 

-Kaç senedir içmiyorsun başlamazsın artık tekrar, yak istersen bir tane

-Hayır

 

Size kendi çocuğuma sıklıkla dile getirdiğim bir şey söylemek istiyorum. Belki siz de kendi çocuklarınıza söylemek istersiniz (belki söylediniz bile);

“İnsanın hayatta bir çizgisi olmalı. Bir tavrı, bir duruşu bir karakteri… Senin için dürüst insandır, verdiği sözü tutar, zekidir, iyi ahlaklıdır, çalışkandır, pisliğe bulaşmaz, kötü alışkanlıkları yoktur, spor yapar, neşelidir” denmesini istersen eğer bunun altını doldurman gerekir. Böyle biri olman gerekir. İşe yaramaz, kötü huy ve alışkanlıkları olan insanları kendinden uzak tutarsan, verdiğin sözü yerine getirir, üstüne düşeni hakkıyla yaparsan, hem kendine hem etrafına karşı dürüst davranırsan zaten otomatikman böyle bir insan olursun. Bu esnada bazı insanlara ‘hayır’ demen bazılarına sırtını dönmen gerekebilir. Bu da senin çizginin bir parçası hatta en önemli parçası. Bırak senin için “o öyle insanlarla hayatta zaman harcamaz” desinler. Bence çok güzel bir şey bu.”

 

Çocuklarımızın nasıl insanlar olacağı kısmen genetikse kısmen de bize iş düşüyor sevgili okur. Geçen dedi ki; “Eh, tabii biraz sevimli olmak gerekiyor belki ama ben not için böyle bir ‘şekerlikler’ yapmak durumunda hissetmiyorum kendimi”. Dedim ki; Hiçbir not, puan, başarı, iş, güç, para fark etmez, hiçbir şey senin kendine olan saygından daha büyük değil. Kendine yakıştıramadığın şeyi asla yapma. Bu ne olursa olsun. Kaba olman gerekmiyor ama kibar bir şekilde çizgini çizip ‘hayır’ diyebilirsin. “Hayır, ben 91,5’tan 92 için şekerlikler yapmıycam, 91 ise 91” diyorsan, böyle bir tavrın varsa ve arkasında duruyorsan, bence o 91, 95’ten bile büyük.  Çünkü orada sadece cevaplanmış bir sorular silsilesi değil bir de kimlik var.

 

Çocuklara çok fazla;

-aman yapma öyle

-aa ayıp olur hadi bakayım

-ay şimdi laf ederler şöyle yap

-aaa akıllı ol, ortama uy, böyle yap

-öyle deme şimdi tuhaf olur böyle de

-hımm onlar öyle mi yapmış, tamam uyanık ol sende yap

 

Dememek lazım sevgili okur. Çocukların kişiliklerinin gelişmesini ve en önemlisi olumlu şekilde gelişmesine, açık söyleyeyim mi, bir kişiliklerinin olmasına izin vermek lazım.

Bir kişilikleri, çizgileri, karakterleri olacak. Sevdikleri, reddettikleri, karşı durdukları şeyler olacak. Olmasına fırsat vereceğiz ki “Hayır” demeyi öğrensinler, “Hayır” demek normalleşsin.

Bir kişiliklerinin olmasına izin verirsek, dışarıdan gelecek kötülüklere karşı daha kuvvetli ve donanımlı olmalarını da sağlayabiliriz gibi geliyor.

 

Böyle fazla oynak, fazla eğimli, fazla hareketli…  Ay o küsmesin, bu kırılmasın, şuna ayıp olmasın… Ortama uyalım, herkes yapıyorsa dışında kalmayalım… Bu mesajları vermemek lazım çocuğa. Çünkü bu çocuklar, gençler ilerde ne kimlikte kadınlar ve adamlar olacaklar ya da olamayacaklar biraz da bugün yaptıklarımıza bakar. Yaş alırken elbet hata yaptıkları da olacak ama yıllar önce okul müdürümüzün ve servis soförümüzün annemizle babamıza dediği gibi “Herkes eninde sonunda aslına rücu eder, bu çocukların hepsi eninde sonunda özlerinde ne iseler o olacaklar.”

Ben hepimizin evladının kaliteli ve seviyeli bireylere rücu etmelerini dilerim.