BİR KADININ EN GÜÇLÜ SİLAHI

BİR KADININ EN GÜÇLÜ SİLAHI

Bence…

Malumunuz kendine fazla bakmayı bilmeyen kadınlardanım. İşim yüzünden, ya arabada ya masa başında ya stüdyoda oturuyorum. Spor yapmaya zamanım yok ve itiraf ediyorum; spor yapmaktan nefret ediyorum.

Bu sebeple (daha önce bahsetmiştim), spor yapmadan spor yapmak iddiasında bir yere gittim. Olayı yanlış anlamışım. Sporu yapıyorsun ama aletin üzerinde olduğun için, normal şartlarda 1,5 saat sürecek antrenman, bu şekilde 35 dakika sürüyor. Buna da şükür…

Fakat spora dair nefret ettiğim evrelerde bir eksilme ve değişim yok. Nedir bunlar? Terlemek, yorulmak, nefes nefese kalmak, sigara içmeye başladığım güne lanet etmek, ağrıyan kol ve mide kasları… Bunlar var… Ama ızdırap 35 dakika sürüyor en azından. Hem hoca hem bendeniz için…

Hoca: Şimdi Mehtap, böyle yan yat.

Ben: Bitmiyo mu hala?

Hoca: Hayır! Sağ kalçanın üzerine yatıp…

Ben: Yok anlamıyorum cidden. Nefes alamıyorum, beynime oksijen gitmiyor; kalça üzerine yatmak ne demek? Kafam durdu hakkaten.

Hoca: Peki önce sırtüstü yat, bacaklar kelebek.

Ben: Ha?

Hoca: Mehtap!

Ben: Ben, benimle kavga eder gibi konuşulmasından çok hoşlanmam yalnız!

Hoca: Burada patron benim! Anladın mı! Ben ne dersem o olacak! Çabuk! Vücudun soğumadan devam!

Ben: Yahu nefes alamıyorum.

Hoca: Bu setin sonunda 10 şınav! Cezalısın!

Ben: Yok ya!

Hoca: 20!

Ben: Ya of ya offf! Öliyim ben ya, bu ne!

10 dakika sonra:

Hoca: Şimdi biraz kalça çalışıyoruz.

Ben: Hocam bişi sorcam, benim kalçalar kaç derste sizin gibi olur?

Hoca: Bu kadar dik ve sıkı zor.

Ben: Ay tevazunuzu yiyeyim ben sizin! Doğur o zaman görücem ben seni!

Hoca: Devam, devam hadi!

Ben: Hayatında doğurmamış, emzirmemiş; hayatını spor yaparak kazanan birinin elbette kalçaları öyle olacak! Olmasa tuhaf! Şımarmanın lüzumu yok! Hayret bişi!

Hoca: Kıskandık mı?

Ben: Ne kıskanıcam! Hayret bişi! Kurban ol sen benim popoma! Hıh!

Hoca: Ben tek başıma kurban olmayayım. Bu büyüklükte bir oluşuma arkadaşlarımı da toplayayım geleyim, birlikte kurban olalım.

Ben: Bana bak kadın! Hocamız dedik efendiliğimizi koruyoruz! Beni kendine bulaştırma!

Hoca: Çalış!!!

Neyseki hepi topu 35 dakika süren ızdırap (hem bedenen hem zihnen) sona eriyor ve Sarhan beni almaya geliyor. Çıkışta;

Sarhan: Bu hocayla mı çalışıyosun?

Ben: Evet

Sarhan: Bu, birebir hocayla ders olayı çok iyi bence. O sürede, sadece senle ilgilendiği için hareketleri doğru yapabilirsin.

Ben: Hım, evet.

Sarhan: Ee? Vücutta bu hocanınki gibi olacak mı dersin? Ehehehe, ben de mi ders alsam acaba? Ehehehe.

Ben: Pardon?

Sarhan: Hoca taşmış yani, bişi demedim, yani sistem işe yarıyor demek ki diyorum. Yani bu çalışmanın sonunda, bu hocanın yarısı kadar olsan ne ala diyorum, kötü bişi demiyorum.

Ben: Şimdi normal şartlarda bir kadın bunu duyunca…. A) Kocayla kavga eder, küser, kendini yüzüstü yatağa atar ve ağlar…. Ki ben bu model değilim malum… O halde bu şıkkı geçelim… B) İyice gaza gelir, “fileşdenz” misali, tozluk, sandalye, “ayrobik” mayosu, saçlarından ter attırana kadar “denz denz denz” olayına girer ama….. ı-ıh— hiiiç işim olmaz, bu şıkkı da çizdik… C) “Malzeme bu yersen koç” moduna girer ve spor olayını toptan bırakıp, seni bir ömür boyu koca dötlü bir kadınla yatmaya mahkum eder… ki…. Bu model bana çok uyar… ”nays” diyorum… Yani cevap veriyorum! C şıkkı! Yesen de yemesen de!

Sarhan: Hı?

Ben: Elinin körü!

Tabiki sporu bırakmıycam, en azından 1 aylık parayı ödedim, bu ayı tamamlamam lazım bir şekilde.

Belki devam ederim belki etmem, tamamen ruh durumuma bağlı…

Rejim… Şimdilik yapıyorum… Devam eder miyim etmez miyim bilmiyorum…

Düşündüm, taşındım, kafama göre takılma kararı aldım, bu ne be… Podyuma mı çıkıcam bu yaştan sonra…

Orda burada koşturup, “Sağlık yaşam” şeyettiremeyecek kadar yoğunum ve yorgunum.

Ufak bir popo için ter dökmektense, bir tabak peynir ve bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde oturmayı tercih ediyorum var mı?

Hanımlar şunu demeyi bilmemiz gerekiyor; “Ortalık zayıf, genç, güzel, fıstık gibi kız dolu. Buyur dilediğini seç, ben seni tutmayayım. Ama hiç biri ben değil. Hiç biri ben olamaz. Ne sinemada bir filmi birlikte izlerken, ne bir kadeh şarap eşliğinde sohbet ederken, ne sofrada, ne yatakta… İşine gelirse…”

Bir kadının en güçlü silahı vücudu değil, tecrübesi ve zekasıdır…

Kendinizi sevin, kendinize güvenin…

Mutlu haftalar, çarşamba görüşürüz…