BAŞIM AĞRIMASIN DEMEYİN

BAŞIM AĞRIMASIN DEMEYİN

Evladınız için…

Okullar açıldı ve annelerle çocukların okul, yuva problemleri başladı. Okullarda veya yuvalarda bir şeyler illaki yolunda gitmiyor ve bir kısım anne, bu durumu idare ediyor, okul yönetimiyle papaz olmak istemiyor, bir kısım anne (ki ben bu gruba giriyorum sanırsam) duruma feci şekilde şarlıyor.

Çünkü evlat, üzerine zar atamayacağınız bir şey.

Ve ister özel ister devlet ister vakıf olsun, çocuğunuzu emanet ettiğiniz kurumlar, size vaad ettiklerini, gerçekleştirmekle yükümlüler.

Ve yine, ister devlet ister özel ister vakıf olsun, tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı. Beğenin beğenmeyin, şikayetiniz var ise, başvurabileceğiniz bir üst kurum olması iyidir.

Ben, oğlumun sınıfındaki bir çocuğun yaramazlıkları yüzünden, ders işlenememesi konusunda ciddi bir sıkıntı yaşıyorum. Düşünün ki, 9 yaşındaki çocuklar eve, “Ders yapamıyoruz” diye söylenerek geliyorlar. 9 yaşındaki çocuklar, ders yapamadıklarında mutlu olurlar, ancak burada neler yaşanıyor ki bu çocuklar mutsuzlar.

Sınıfta sürekli ders bölünüyor. Kendileriyle eşit olması gereken bir çocuk, onların hiçbir zaman davranmadığı şekilde davranıyor.

Öğretmenler çocuğu durdurmak için bağırıyorlar ve bizimkiler sınıfı ağlamaklı terkediyor.

Çünkü çocuk, okul kurucusunun torunu.

Bu benim yaşadığım problem ve konunun ilerleyen kısımlarından da sizi haberdar edeceğim.

Bir de gelen mailler var.

Mesela bir anne, benim twitterdan okulu şikayet ettiğimi görünce kendi yaşadıklarından bahsediyor ve kaleme almam için rica ediyor. Velinin ve çocuğunun adı bende saklı ama durum şöyle;

İsmihan İsmet Süzer İlköğretim Okulu’na giden çocuğu için eve, öğlen yemeği listesi geliyor. Listenin fotokopisini bana göndermişler. Baktım, sebze yok ama en azından yoğurt, köfte, makarna var. Hani çocukların yiyeceği şeyler dersiniz ki, sebze mutlaka olması lazım. Sürekli köfte, makarna, pilav yerlerse, bu çocukların hepsi kabız olur.

Ancak annemiz durumun daha fena olduğunu söylüyor. Bu listenin sadece göstermelik oluğunu, çocuklara çorba ve ekmek dışında hiçbir şey verilmediğinden şikayet ediyor. Bu konuda, okul yönetimine şikayette bulunduklarında da azar işittiklerini dile getiriyor.

Okullarda ve okul yöneticilerinde böyle, ali kıran baş kesen bir hava var. Nereden bu gücü kendilerinde buluyorlar bilmiyorum ama ben yaptım oldu, “Kimse karışamaz, şikayet de etseniz Milli Eğitim buraya müfettiş yollamaz” tadında, havasındalar. Mesela benim oğlumun okulu bana, şikayette etsem müfettiş falan gelmeyeceğini, gelse de bir şey olmayacağını söylediler. Ben şikayet ettim bakalım ne olacak? Milli Eğitim İl Müdürü müfettiş gönderecek mi merakla bekliyorum.

Sizlere de diyorum ki,

Okullar ve yuvalar kafalarına göre davranamazlar. Bağlı olduğunuz il müdürlüklerine şikayetinizi yapın. Asla geri adım atmayın, korkmayın. Aman şimdi başımız ağrımasın demeyin.

Başınız evladınız için de ağrımayacaksa zaten,

Kesin o başı gitsin…