ACI AMA GERÇEK

ACI AMA GERÇEK

Her şey sahte

Sabah gazetesinde okuduğum bir habere şaşırmadım ama üzüldüm. Yani, artık biraz daha medeni oluyoruzdur diye düşünmek, inanmak istiyordum ancak görüyorum ki medeniyete bir adım dahi yakın değiliz.

“Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın geçen yıl yaptığı denetimlerde Burger King’in hamburger etlerinde ortaya çıkardığı sağlığı tehdit eden Salmonella ve Listeria virüslerine, şimdi de salam, sosis ve sucukta rastlandı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ekipleri, 2011’den 2012 Mart ayına kadar et ürünlerinde yaptıkları incelemelerde, kanserojen maddeden ölümcül virüslere kadar çok sayıda sorunlu ürün tespit etti. Etiket bilgisinde dev puntolarla ‘Yüzde 100 dana eti’ yazan bazı et ürünlerini inceleyen bakanlık, bu ürünlerden aldığı numunelerde şok sonuçlara ulaştı.

Bakanlık, sağlıksız ürünleri piyasadan toplattırdı. Sorunlu ürünleri toplatma ve imha ettirme maliyeti üretici firmalara fatura edilirken, ayrıca para ve uyarı cezası da verildi. Bakanlık, bu firmaların aynı şekilde ürününün tespiti halinde firmanın kapatılması, suç duyurusunda bulunma ve firmanın kamuoyuna ifşa edilmesi gibi cezalar da uygulayacak.” Sabah Gazetesi –  (07.04.2012 )

Durum içler acısı, neden mi? Çünkü baldan süte her şey sahte.

Yiyeceklerin, mümkün olduğunca anne elinden çıkması lazım.

Peki, bu hayat koşullarında çalışmayıp, evde oturup, ekmek mi yapacağız? Yoğurt mu mayalayacağız? Nasıl olacak?

Rezillik bu başka bir şey değil…

XXX

“ÖSYM’nin son verilerine göre; en gözde liselerin yer aldığı İstanbul’daki okulların, 2011 YGS ve LYS’de döküldüğü ortaya çıktı. İstanbul’daki adaylardan en basit matematik sorularının yöneltildiği YGS 1’de doğru soru çözme ortalaması öğrenci başına sadece 1.6’da kaldı” habertürk.com (07.03. 2012)

…Her yıl, aynı haberleri okuyoruz zaten. Bu yıl da şaşırmadık. Belli birkaç okul illa listededir. Çünkü onların taktiği şöyle;

Önce sınavla alıyoruz numarası yapıp –tartışmasız- en ebleh çocuğu dahi okula alıyorlar. Bu çocukların hayatta kendi adıyla bir başarı kazanamamış, varoştan terfi ailelerinden aldıkları paralarla devlet okullarından başarılı çocukları, harçlıklarını da vermek usulü ile transfer ediyorlar.

Bu zengin ama cahil ailelerin salak çocukları, fakir ama cin gibi ailelerin burslu çocuklarını finanse ediyor. Salak ama zengin olan ilkokul dörde geldiğinde (artık üçte muhtemelen) okul, “Sizin çocuğa bizim okul ağır geliyor” deyip, kibarca okuldan atıyorlar. Çünkü o “salak” çocuğun okul başarı puanını düşürmesine izin veremezler. Sonra, o özel okulun hiçbir katkısı olmasa da zaten üniversitede bir yeri tutturacak zeki çocuklar sayesinde, “Bilmem kaç kişiyi üniversite sınavlarında şuralara yerleştirdik” diyorlar.

O zaman soralım.

Bu okulların, “Başarılı” çocuklarının kaçta kaçı ilkokuldan ya da ortaokuldan itibaren o okulda okumuş? Kaçta kaçı lise birinci sınıfta, bir devlet okulundan transfer edilmiş? Bunları da açıklasınlar. Bunu açıklamayan bütün okullar benim için üstte anlattığım gibidir. Kendi yetiştirdikleri çocuklardan kaçı bir halta yaradı? Bence esas başarı o !

XXX